4 Nisan 2013 Perşembe

STSL 28. Hafta Maçı: İBB - Karabükspor



Kırmızımavi.org için hazırladığım maç yazım ;
Milli maç sebebiyle lige verilen ara her zamankinden farklı olarak bu sefer işimize yaramış, kampa giren takım zihin olarak yenilenme fırsatı bulmuştu. Demoralize durumdaki bir takım için bulunmaz bir fırsattı bu. Tribünleri dolduran taraftarlar da bunun bilincinde olarak yerlerini almıştı.

Maç kadrosunda sürprizler vardı ama beklediğimiz yönde sürprizlerdi bunlar. Mesut Bakkal’ın Gökhan Ünal hamlesi saha içerisine yeni bir soluk, yeni bir alternatif arayışıydı. Bu durumu herkes gibi biz de anlayışla karşıladık ‘kolundaki pazubanttan bağımsız’. İlk 30 dakika erken gelen gollerle birlikte özlediğimiz ve olmasını dilediğimiz bir Karabükspor vardı sahada. Rakibin zaaflarından yararlanan ve güçlü olduğu özeliklerini kullanan bir Karabükspor. İkinci golden sonra akılda kalanlar ise anlamsız bir şekilde geriye çekilme, akabinde kalemizde yaşadığımız pozisyonlar, üçüncü bölgede top tutamama ve Mesut Bakkal’ın tüm bunlara seyirci kalmasıydı. Gökhan Ünal tercihini anlayışla karşılağımızı belirtmiştik. Fakat oyunda kaldığı süre içerisinde hiçbir şey yapamaması ve hocasının ısrarla oyunda tutması yaşanacakların adeta habercisi oluyordu. Sevgi pıtırcıkları yoktu kimsenin içerisinde Gökhan’a karşı ama hocasının gereksiz ısrarı taraftarla arasındaki köprüleri tamamen atmasına sebep oldu. İshak’ın alkışlanacak performansını, LuaLua’nın kendini bulmasını, kaleci Bora’nın başarılı oyununu konuşmayı, hepsinden önemlisi haftalar sonra gelen galibiyeti hep birlikte kutlamak yerine yine yapacağımızı yapmış, huzursuzluk adına ne varsa arayıp bulmuştuk. Maç sonunda konuşulanlar galibiyetten çok tribünlerde yaşananlar ve takımın buna verdiği tepkiydi. Bu konuda konuşulacak çok şeyler var elbet, ama konuşmamak şu durumda daha mantıklı görünüyor.


Bu hafta yine çok kritik bir maça çıkıyoruz. Rakip yine bizim gibi tehlike hattında olan İstanbul Büyükşehir Belediyespor.  Onlar da Karabükspor maçını çıkış maçı olarak görüyor ve hedef maç olarak seçmiş durumdalar.

Kadro değerlendirmesine geçmeden evvel İBB takımına şöyle bir göz attığımız zaman Karabükspor ile bir çok benzerlikler taşıdığını belirtmemiz gerek. Öncelikle onlar da sezona teknik direktör değişikliği ile başladılar ve bizim Skibbe tercihimizde olduğu gibi ligi tanıdığını düşünükleri Carvalhal’i takımın başına getirdiler. Bilindiği gibi işler istenilen doğrultuda gitmedi ve bizimle aynı dönemde teknik direktör değişikliğine gittiler. Takımın başına ise geçtiğimiz sezon Karabükspor ile müthiş bir grafik çizen Bülent Korkmaz’ı getirdiler.

Bülent Korkmaz takımın başına geçtiğinde önündeki yol Karabükspor dönemindeki gibi engebeli değildi ama arkasına baktığı zaman kenetlenmiş bir şehir ve taraftar bulamayacaktı. Nitekim bunun sıkıntılarını da yaşadı. Ayrıca Karabükspor’ da oynattığı ‘bekleyen’ takım oyununu, İBB gibi ‘paslı oyunu’ seven bir takımda nasıl uygulayacağı merak konusuydu. Kaldı ki Karabükspor’daki anlaşmazlıkların sebebi geçerliliği tartışılsa da yansıtılan kısmı buydu. Takımının başında 16 maça çıkan Bülent Korkmaz 5 galibiyet, 5 mağlubiyet ve 6 beraberlikle rölanti bir tablo çizdi. Bizden farklı olarak keskin iniş ve çıkışlar yaşamadılar. Biz değerlendirmemizi Bülent Korkmaz ekseninde yapıyoruz ama İBB takımındaki durumu genel itibariyle Abdullah Avcı’dan öncesi ve sonrası, bu sezon için ise Webo öncesi ve sonrası olarak da çeşitlendirebiliriz.

Kadrolarını ele alacak olursak kalede Eduardo’yu görüyoruz. Eduardo bu sezon kurtardığı penaltılarla dikkat çekti. Kullanılan beş penaltının dördünü kurtararak müthiş bir istatistik tutturdu. Yediği tek penaltı golü ise sezonun ilk yarısında oynanan Karabükspor maçında Cernat’tan yediği goldü. Eduardo’nun bu özelliğini Portekiz milli takımından da anımsıyoruz. Yanlış hatırlamıyorsam Avrupa Şampiyonasında eldivensiz penaltı kurtarmışlığı bile vardı. Eduardo’yu sadece penaltılardaki performansıyla değerlendirmeyeceğiz tabii ki ama bu başarısı akıllı ve çevik bir kaleci olduğu izlenimi veriyor. Cepheden gelen toplarda ve karşı karşıya pozisyonlarda oldukça başarılı bir kaleci Eduardo. Fakat yan toplarda ise bunun aksini söylemek mümkün. İBB takımının yediği 34 golün büyük kısmı yan toplardan geldi. Bunda Eduardo’nun yan toplara çıkmadaki kararsızlığı ve güvensizliği önemli etkendi. Eduardo’nun gerisinde bekleyen isimse Oğuzhan Bahadır. Transfer döneminde adı Karabükspor ile de anılan Oğuzhan süper lig tecrübesi olan bir kaleci. Geçtiğimiz sezonlara oranla bu sezon fazla forma şansı bulamadı. Yine de İBB kalesinin güvenli ellerde olduğunu söylemek mümkün.

Savunma dörtlüsü sakatlıklar ve cezalı gibi durumlar hariç genelde aynı isimlerden kurulu. Sağbekte Geraldes, liberoda Metin ve Can Arat, sol bekte ise Ekrem Ekşioğlu.
Geraldes’ den başlamak gerekirse ideal bir bek olduğunu söyleyebiliriz. Şahsen benim beğendiğim bir oyuncu. Hem hücumda, hem savunmada belli hir çizgisi olan, Portekizli oyuncularda gördüğümüz şekilde topla arası iyi bir bek. Yalnız istatiksel olarak ise şu ana kadar hücuma katkı verebilmiş değil. Geraldes’ in en önemli özelliği istikrarlı oluşu. Arkasında bekleyen Rızvan Şahin’e bu sezon pek forma şansı tanımadı. Sağ bekte kullanılabilecek oyunculardan birisi de Cihan Haspolatlı. Önceki yıllarda sıklıkla bu bölgede izlediğimiz Cihan’a bu sezon bekte ihtiyaç duyulmadı.

Sol beke baktığımızda ligin istikrar abidelerinden olan Ekrem Ekşioğlu’nu görüyoruz. Mücadelesi ve hırsıyla tanıdığımız oyuncu İBB ile 7. sezonunu geçirirken bu sezon da bölgesinde alternatifsiz. Özellikle Gökhan Süzen’in Beşiktaş’a transferi sonrası tamamen yalnız kaldı. Gerçi Gökhan’ın oynadığı dönemde Ekrem’den formayı alabilmişliği de yoktu. Geraldes’ in aksine hücuma da katkısını esirgemeyen Ekrem 2 gol 1 asistlik katkı sağladı. Geçtiğimiz hafta Galatasaray karşısında ise maçın başındaki baskıdan en çok etkilenen oyuncu olmuştu ve goller de onun bölgesinden geldi. Kadroda Ekrem’ i yedekleyecek oyuncu olmadığı gibi cezalı olup forma giyemediği Akhisar karşılaşmasında sağ bek oyuncusu olan Rızvan Şahin forma giymek durumunda kalmıştı.

Stoperde birbirini tamamlayan değil, birbirine benzer özeliklere sahip 3 oyuncu bulunuyor. Metin Depe, Kamil Zayette ve Can Arat. Bu 3 oyuncu da ağır ve arkasına kolay adam kaçırabilen isimler. Metin savunmada sürekliliği olan tek oyuncu. Sezon başında genellikle Metin – Zayatte ikilisi görev alırken, Bülent Korkmaz son haftalarda Metin ve Can Arat ikilisini tercih etti. Kısaca ligin en savruk savunma hattına sahip olduklarını söyleyebiliriz Belediye takımı için. Savrukluk demişken sadece sert müdahaleler ve adam kaçırmaları değil vurguladığımız. Ellerine de hakim olamamaları gereksiz penaltılara sebebiyet verdi. Zira yaptırdıkları 5 penaltı ile en çok penaltı şansı veren takımlar arasındalar. Tek şansları bu penaltıları Eduardo’ nun kurtarması oldu. Savunmada görev alabilecek diğer oyuncular ise Mahmut Tekdemir ve Marcus Vinicius. Gerçi Vinicius var mı, yok mu, varsa nerede ne yapar bilemiyoruz. Resmi olarak kadroda görünüyor. Vinicius da sakatlıklardan belini doğrultamayanlar listesinde. Mahmut ise zorunlu hallerde stoperde kullanılabilecek bir oyuncu.

Savunmanın önünde ikili önlibero ile oynuyorlar. Bu bölgede alternatif bolluğu olduğunu belirtsek de kalite anlamında birbirlerine yakın seviyede oyuncular. İdeal olarak belli isimlerin oynadığını söyleyemeyiz ancak Cihan Haspolatlı ve Mahmut Tekdemir en çok süre alan isimler oldu. Zeki Korkmaz ve Efe İnanç geride bekleyen oyuncular. Serhat Gülpınar ise bu sezon fazla oynama şansı bulamadı. Geçtiğimiz hafta Bülent Korkmaz’ın ilk 11′de şans verdiği Serhat ilk yarıyı tamamlamadan kenara gelmek zorunda kalmıştı. Teknik direktör Bülent Korkmaz’ ın son haftalarda Efe İnanç’ ı tercih ettiği ve Cihan’ ı yedek oturttuğunu görüyoruz. Karabükspor karşısında da bu durumun devam edeceği öngörülebilir. Değişiklik olması ise sürpriz sayılmamalı.

Orta sahada ikili bir ön liberodan bahsettik ama takımının en önemli dişlisi Holmen’i de sürekli olarak bu ikilinin arasında savunmaya yardım ederken izledik. Dolayısıyla üçlü bir orta saha dizilişinden de söz edilebilir. Attığı 9 gol ve yaptığı 3 asistle İBB’nin en önemli kozu olan Holmen, ligin de en değerli oyuncularından birisi. İsveç milli takımında da düzenli olarak forma giyen Holmen’i muhtemelen önümüzde sezon İBB formasıyla izleyemeyeceğiz. Hatta Beşiktaş’la ön anlaşma sağladığı şeklinde ciddi iddialar vardı. Galatasaray karşısında cezası sebebiyle oynayamayan Holmen’ den yoksun İBB orta sahayı kalabalık tutmaya çalışsa da bunda başarılı olamamış özellikle hücumda yavan bir görüntü sergilemişti.

Orta sahada görev alabilecek bir diğer isim ise Taner Yalçın.  Taner Köln’den transfer edildiğinde kendisini gösterebileceği ve başarılı olabileceği bir takıma geldiğini düşünmüştüm. Özellikle Fenerbahçe ile oynadıkları hazırlık maçında gösterdiği performans ve attığı gollerle dikkat çekmişti. Nedense bir türlü istenen seviyeye gelemedi ve hayal kırıklığı yarattı. Bunda tercih edilmemesinin de etkisi olduğunu söylemek gerek. Bu sezon sadece 5 maçta sonradan oyuna dahil olabildi.

Sağ kanatta gördüğümüz isim Boşnak oyuncu Edin Visca. Sezonun ilk yarısında inişli çıkışlı bir performans gösteren Visca sakatlıkların da etkisiyle yararlı olamamıştı. İkinci yarıyla beraber düzenli olarak forma giyen oyuncu son haftalarda takımın ayakta kalan isimlerinden birisi oldu. Visca süratli ve birebirde etkili oyunuyla ligde beğendiğim oyunculardan birisi. Fiziki dezavantajını saydığımız özellikleriyle kapamaya çalışıyor. Visca’nın sakatlık problemi devam ediyor ve Karabükspor’a karşı oynamamasının ihtimal dahilinde olduğunu ekleyelim. Bu bölgede izleyebileceğimiz bir diğer isim ise Tom. Geçtiğimiz sezonun devre arası transferlerinden olan Tom’dan da beklenen performansı bir türlü izleyemedik. Tom’u biraz da bizdeki Juju’ya benzetiyorum aslında. Juju’dan daha teknik ve ayağı yere sağlam basan bir oyuncu. Tom da Juju gibi Bulgaristan liginden gelmişti.
Bulgar liginden bahsetmişken bu ligden gelen bir diğer oyuncu da Doka olmuştu. İlk sezonunda performansı ve attığı gollerle isminden en çok söz ettiren oyunculardan biriydi Doka. Bu sezon ise takımının durumuna paralel şekilde performansı düştü ve istikrarsız bir grafik çizdi. Geride kalan maçlarda sadece 2 gol atabilen oyuncu son 8 haftadır suskun. Yine de etkili bir oyuncu olduğunu sanırım hatırlatmaya gerek yok. Sol kanatta kullanılabilen bir diğer oyuncu da Ömercan Sokullu. Süper ligde 2. sezonunu geçiren Ömercan’ın zaman zaman etkili olduğunu gördük. Özellikle ceza sahasında gol arayan bir yapıya sahip. Takımına da 2 gol 4 asistlik azımsanmayacak bir katkı sağladı. Doka, Visca, Tom ve Ömercan’ ın ortak özellikleri her iki kanatta da oynayabilme yetisine sahip olmaları. Bu rotasyona devre arasında Greuther Furth’den transfer edilen Tayfun Pektürk’ ü de ilave edebiliriz.

Yazının başında belirttiğimiz gibi İBB takımını Webo öncesi ve Webo sonrası olarak da değerlendirmek puan sıralamasındaki yerleri açısından bize yol gösterici olacaktır. Webo’yu sadece attığı gollerle değerlendirmek yanıltıcı olabilir. Keza transfer olduğu Fenerbahçe’ de attığı gollerin yanısıra partneri Sow’un da verimini ikiye katlayarak komple bir oyuncu olduğunu gözler önüne serdi. İBB’ e dönecek olursak Webo’ nun zamansız gidişi ile forvette çok büyük bir boşluk oluştu. Turgay Bahadır’ın uzun süreli ağır sakatlığı, Tevfik’ in yetersizliği derken Zenke ve Vittek transferleri tam anlamıyla ‘can havliyle’ yapılan hamlelerdi. Vittek’ in de gelir gelmez çamura yatmasıyla Bülent Korkmaz  Zenke’ye sarılmak zorunda kaldı. Çok farklı özelliklere sahip Zenke’den Webo etkisi beklemek doğal olarak olanaksızdı. Buna rağmen Zenke beklenenin çok üstünde katkı sağladı. Hatta bazı maçlarda takımın ayakta kalan tek ismi oldu. Bülent Korkmaz’ ın yeni Mehmet Yıldız’ ı oldu desek yeridir.

Bu tip örneklere sıklıkla şahit oluyoruz aslında. En yakın örnek geçtiğimiz sezon Manisaspor’ un en önemli oyuncuları olan Simpson ve Yiğit gibi çok önemli iki oyuncusunu öyle veya böyle bir şekilde elden çıkarması sonucu küme düşmesi, Antalyaspor’un golcüsü Necati’nin Galatasaray’a  transferine izin vermesi sonucu yaşadığı sıkıntı ve başka bir takım tarafından ligde kalabilmesi tazeliğini koruyor. Zenke geride kalan 7 haftada takımı sırtında taşıyabilecekmi veya yukarıdaki örneklere bir yenisi daha mı eklenecek hep birlikte göreceğiz.

Toparlamak gerekirse ;
# İBB takımının risk alacağı bir karşılaşma olacaktır. Sabırlı oyun anlayışı ile takımlar arası puan durumunu gözeterek beraberliğinde bize yarayacağını unutmamalıyız.
# Kalecileri Eduardo belirttiğimiz üzere yan toplarda oldukça sıkıntılı. Her ne kadar alışkın olmadığımız bir sistem olsa da sık sık çizgiye inip içeri ortalar denemeliyiz.
# Savunmada ağır oyunculara sahipler. Kayserispor maçında attığımız ikinci golde olduğu gibi LuaLua Shelton ikili oyunlarıyla defansın arkasına sarkmak mümkün.
# Defansta hava toplarında etkili oyunculara sahip olsalar da duran toplarda adam paylaşım hatası yapıyorlar. Sıkışan oyunda bu durum bizim için anahtar teşkil edebilir.
# Kanatta oynayan oyuncularının savunma zaafiyeti olduğundan geri gelmekten hoşlanmıyorlar ve bek oyuncuları zor durumlara düşebiliyor. Kanatlardaki etkili adamlarımızı kullanabileceğimiz bir maç olabilir.
# Holmen gibi ceza sahası çevresinden her iki ayağıyla da etkili vuruşlar yapabilen bir oyuncuya sahipler. Mutlaka önlem alınmalı.
# Zenke gibi güçlü bir oyuncunun yüzünü kaleye dönmesine izin vermemeli, keza rakibini sırtına alıp kaleye gitmeyi seven bir oyuncu.
# Kanatlardaki isimler birebirde etkili oyuncular olduğundan öndeki oyuncuların beklere yardım etmesi önemli etken olacaktır.

Karabükspor cephesine dönecek olursak ;
” Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu günlerde ” gibi efsaneleşmiş bu söz dizesine istinaen tüm olumsuzlukların bir kenara bırakılıp, bütünlüğü korumamız gerekiyor.  Cenderenin mi, tencerenin mi yoksa kazanın mı içindeyiz adını siz koyun. Şu bir gerçek ki alt taraftan bir sıcaklık hala hissedilmekte. Bu sıcaklıktan sıyrılıp serinlemek ise yine bizim elimizde....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder