18 Nisan 2013 Perşembe

STSL 30. Hafta Karabükspor - Mersin İdman Yurdu

                   Mersin-idman-Yurdu-Karabukspor

kırmızımavi.org için hazırladığım Mersin İdman Yurdu maç önü yazısı;


Yine futboldan soğuduğumuz bir haftayı daha geride bıraktık. Galatasaray karşısında sahadaki komediye geçmeden evvel maç öncesine gidelim isterseniz.


Karabük’te stad durumu hepimizin malumu. 3 senedir bitirilemeyen ve iyiden iyiye insanların kafasında yer etmiş bir Necmettin Şeyhoğlu profili var ortada. Sezon başından beri bilet fiyatları 5 ila 10 lira arasında değişiyor. Karabükspor’un durumu da öyle rahat falan değil, aksine puan olarak tedirgin durumda. Sen şimdi ne yaparsın? Bu kritik durumda olabildiğince taraftar desteği istersin değil mi? Ama ne yapıyorsun… Karabük gibi insanların maddi olanakları kısıtlı bir şehirde bilet fiyatlarını 5 liradan 40 liraya çekiyorsun. Neden? Koskoca Galatasaray gelmiş 5 liraya bilet mi olur değil mi? E sen vurgun peşine düşüp, çapulcu tayfasına da bilet ikramı yaparsan tribünlerde ne idüğü belirsiz bir topluluk, rakip takıma alkış tutan bir kitle ile karşılaşırsın. 

Sahaya dönecek olursak; 90 dakika boyunca Karabükspor’un top falan oynadığını kimse iddia etmesin. Oynanan futbol değil, olsa olsa al gülüm ver gülüm orta oyunuydu. Hoca konusu zaten başlı başına öğrenilmiş çaresizlik. Deseniz ki bu maçı 1-0 sayın gidin yatın, eminim ki kabul edecek bir zihniyet hakim. Kimse de demesin ki Karabükspor iyi savunma yaptı. Yediğin 46 golle ligin en çok gol yiyen takımısın, bu saatten sonra neyin savunmasını yapacaksın? Teknik taktik ise hak getire.

Oyun anlayışınız nedir?
Ya işte LuaLua var, veriyoruz ona alıyor, gidiyor falan filan…
Başka?
Ya işte koş Ahmet koş…
Hmmm, tuttum bu taktiği…
Karabükspor’un özeti bu…
Biz de diyoruz ki efendim yok rakibin sol beki sıkıntılı, yok geriye dönmekte zorlanıyor, yok savunmada sorunları var…
Sen kime anlatıyorsun adamın kafada bunlar yokki. Adamın kafada aman 1-0 bitsin, ne şiş yansın ne kebap taktiği var. Oyuncuların durumu da ayrı konu. Ne bir mücadele, ne hırs..
Kendini beğenmişlik de almış başını gitmiş. Uzun süredir yerel medyaya ambargo koyan, en küçük eleştiride biz 9 puanlardan buralara geldik, hede höde diyen ve basın açıklamalarını yazılı olarak yapan beyzademiz Mesut Bakkal, pabucun pahalı olduğunu görünce birlik beraberlik çağrısı yapıp zeytin dalı uzatma çabasında.
Bu sezonu nerede bitiririz, nasıl bitiririz bilinmez. Ha belki ligde kalırız ama sağlam temeller atacağımız bir sezonu çöpe atılmış bir sezon olarak geçirmedik anlamına gelmez.
Biz yazıp çiziyoruz ama görüyoruz ki nafile. Maçlar başlamadan kaybediliyor. İşin artık şakasının kalmadığı, ‘koyverdik gitti’ lerin yerini farklı anlamların alacağı bir pozisyona geldik. Başkalarının puan kayıplarına bakmadan, kendi göbeğimizi kendimizin keseceği bir haftaya giriyoruz.
Rakip, matematiksel olarak olmasa da zihnen düşen ve lige havlu atmış olan Mersin İdman Yurdu. Mersin İdman Yurdu takımını nereden anlatmaya başlayacağıma zorlanıyorum açıkçası. Bir türlü iç huzuru bulamayan kulüp, sezon içerisinde  öyle dönemeçler, öyle keskin virajlardan geçtiler ki yaşananları sıralamada hatalar yaparsak affola.

29 yıllık özlemin ardından süper lige yükselen MİY özellikle çıktığı sezonun ilk yarısında oynadıkları futbolla dikkat çekmiş ve başarılı sonuçlar almıştı. Sezonun ikinci yarısında su yüzüne çıkan maddi sıkıntılar takım içerisinde huzursuzluk yaratmasına rağmen sezonun sona ermesiyle üzeri örtülmüştü.

Bu sezona da ilk sezona benzer şekilde yapılan transfer hamleleriyle girildi. Nurullah Sağlam yapılan bu transferlerdeki yaş haddi sebebiyle çok eleştiri almıştı ama işbilmez yönetimlerinin de hakkını vermek gerek.
Sezonun ilk yarısında, deplasmanda oynadığımız Mersin Idman Yurdu karşılaşması teknik direktör Nurullah Sağlam’ın koltuğunun sallantıda olduğu bir dönemde oynanmıştı. Bize karşı aldıkları galibiyet süreci biraz uzatsa da kaçınılmaz son gerçekleşti ve yollar ayrıldı. Yerine gelen isimse Trabzonspor’da menajerlik görevi yürüten Giray Bulak oldu. Giray Bulak’ın göreve gelmesiyle devre arasında bir çok isim takıma dahil edildi fakat bir türlü sağlanamayan ‘takım olgusu’ sebebiyle düzlüğe çıkamadılar. Son olarak Giray Bulak’ın da gidişatı değiştirememesi ve Hakan Kutlu’nun takımın başına geçmesi istikameti de belirlemiş oldu. Bu yaşanan süreçte kadroda yapılan revizyonlar, gelenler, gidenler, kadro dışılar başlı başına bir konu olacağı için detaya girmeyelim. Son haftalarda düşenin dostu olmaz hesabı hakem hatalarına kurban gittiklerini de ekleyelim.


 
Mersin İdman Yurdu kalesinde sezon başında Boşnak kaleci İbrahim Sehiç ve Özden Öngün yer alıyordu. Şimdi baktığımızda ise her iki kaleciden de eser yok ve farklı isimler bulunuyor. Geçtiğimiz sezonun MİY adına en etkili isimlerinden olan Sehic, başarısız bir ilk yarının ardından takımdan ayrılmak istemiş fakat kendisine kulüp bulamayınca takımda kalmak zorunda kalmıştı. Yerine ise Liberec kulübünden David Bicik transfer edildi. Bicik forma giydiği dönem içerinde iyi bir kumaşı olduğu izlenimi verdi. Atletik, reflekslerinde başarılı bir kaleci olduğunu gözlemlediğimiz Bicik’in süper ligde kalıcı olabileceğini söyleyebiliriz. Gerisindeki isimse yakından tanıdığımız Orkun Usak. Orkun hakkında uzun uzadıya bahsetmeye gerek yok. Kendisi en iyi ihtimalle süper lig takımlarında yedek kaleci olarak görev alabilir. Yapısı itibariyle aşırı motivasyondanmıdır bilinmez, olur olmaz goller yediğini hatırlıyoruz.

Savunmaya baktığımızda Karabükspor’dan çok daha geniş bir rotasyona sahip oldukları gerçeği var. Joseph Boum, Stephanov, Milan Mitrovic, Aydın Toscalı ve gerekli durumlarda Serkan Yanık savunmada görev alan oyuncular oldu. Sezon başında Boum ve Stepanov’la kurulan Mersin defansında, Boum’un sakatlığı sebebiyle bir çok maçta normalde sağ bek olan Serkan Yanık tercihi yapılmak zorunda kalındı. İkinci yarıyla beraber Stepanov ve Mitrovic ikilisi düzenli oynama şansı bulurken Aydın Toscalı da sakatlığı sebebiyle katkı veremeyen isimlerden birisi oldu. Son haftalarda kontenjan sıkıntısı sebebiyle yine Serkan Yanık tercihi yapılmakta. Fakat Serkan’ın da cezası sebebiyle oynayamayacak olması yabancı oyuncu tercihlerini yine savunmada yapacakları anlamına geliyor.

Sağ bek pozisyonu da istikrar kelimesiyle yanyana gelmemeye özen gösteriyor. Ömer Aysan, Mustafa Keçeli ve Serkan Yanık savunmanın sağında görev alan isimlerdi. Ömer Aysan’ın bitmek tükenmek bilmeyen sakatlıkları ve Mustafa Keçeli’nin ikinci yarıyla beraber yaşadığı sakatlık, daha sonra her iki oyuncunun kadro dışı kalması sebebiyle bu bölge Serkan Yanık’ a kalmıştı. Devre arası transferlerinden olan Tanju Kayhan ise son haftalarda sağ bekin sahibi oldu. Rapid Wien’in en dikkat çeken oyuncularından birisi olan Tanju Beşiktaş döneminde aradığı şansı bulamamıştı.

Süper Ligin tecrübeli isimlerinden birisi olan ve sezon başında Gaziantepspor’dan transfer edilen Ivan De Souza geri dörtlünün en istikrarlı ismiydi. Geldiği dönemde sol önde oynayan, ilerleyen haftalarda beke geçen Ivan için süper ligin belki de en teknik beki diyebiliriz. Ivan’ı hücuma çıkışları, adam eksiltebilme özelliği ve hücumu seven yapısıyla tanıyoruz. Ivan’ ın yerine oynayabilecek isimleri Joseph Boum ve Tanju Kayhan olarak sıralayabiliriz.

Orta sahada ikili ön libero ile oynayan Mersin İdman Yurdu’nda 37 yaşındaki Hakan Bayraktar’ın rolü büyüktü. Pas alışverişlerinin organizasyonunu yapan Hakan kadrodışı kalana kadar hemen hemen tüm maçlarda görev yapmıştı. Orta sahada ofansa dönük oyunculardan Ben Yahia ise ilk sezonuna oranla verimsiz bir sezon geçirdi. Takıma vites arttırması beklenen fakat gelir gelmez sakatlığın pençesine yakalanan, geçtiğimiz sezonun parlayan isimlerinden Jean Jacques Gosso ise ilk maçına henüz geçtiğimiz hafta çıkabildi. Murat Ceylan için söyleyebileceklerimiz yıllardır ne uzayan ne kısalan bir oyun yapısına sahip olduğu. Tamam mücadelecidir ama kapasitesi bellidir.

Devre arası transferlerinden bir diğeri de Lawal olmuştu. Öyle ki ismi İBB ile de anılmış, hatta transferi bitti şeklinde haberler dolanırken Mersin’in yolunu tutmuştu. Lawal belki de yanlış zamanda yanlış bir tercih yaptı. Gerçi buna karar verecek olan bizler değiliz ama oyuncunun süper ligde kalabilecek oyuncuların başında geldiğini belirtelim. Tabii ki Mersin’in Lawal’i bırakıp bırakmayacağını da ayrı konu. Ayağı sağlam ve oyunun iki yönünü de oynayabilme becerisine sahip.

Sağ kanada baktığımızda Burhan Eşer’i görüyoruz. Burhan klasik sağ açık oyuncularından. Devre arası transfer döneminde Karabükspor’a gelmesini istediğim oyunculardan birisiydi. Mersin İdman Yurdu formasıyla da geride kalan haftalarda fena bir performans ortaya koymadı. Önünde boşluk bulduğu anda dripling yapmayı sever ancak son vuruşlarda etkili olduğu ise söylenemez.

Sol kanattaki isim ise genelde sağ kanatta görmeye alıştığımız Nduka Ozokwo. Nduka da hızlı ve dikine oynamayı seven bir oyuncu. Ayrıca ceza sahası içerisinde de sık sık gol koklayan bir yapısı var. Yattara konusu ve bir dönem büyüklerle adı anılan Ozan İpek’in de kayıp bir sezon geçirmesi ve olmadık işlere girmesi kanatlarda Mersin’i bu iki oyuncuya bağımlı kıldı. Mevcut durumda mümkün görünmese de sol önde oynayabilecek Ivan ve Culio’yu da sayabiliriz.

Forvet arkasında Emanuel Culio’yu görüyoruz. Culio’nun yetenekleri tartışılmaz. Attığı 5 gol ve yaptığı 6 asistle takımının en verimli oyuncularından. Ama Culio’nun oyun anlamında istikrar sorunu ve zaman zaman sinirlerine hakim olamaması handikapları. İkili mücadelelerdeki hırsı, duran toplardaki etkili vuruşları, kreatif özellikleri ise artıları. Culio’nun olmadığı veya sol kanatta görev aldığı durumlarda ise bu bölgede görebileceğimiz oyuncu genellikle Ben Yahia oluyor.

İleri uçta Mert Nobre bulunuyor. Nobre takımının aksine kişisel olarak çok iyi bir sezon geçiriyor. Attığı 13 golle kendisini tanıdığımız performansına yakın bir çizgi yakaladı. Devre arasında da Fenerbahçe’ye transferi gündemi epeyce meşgul etmiş, izin çıkmayınca kulübünde kalmıştı. Geçtiğimiz hafta sakatlığı sebebiyle oynayamayan Nobre’nin bize karşı da oynayamama ihtimali bulunuyor. Forvetteki diğer isimler devre arasında Karabükspor’dan transfer edilen Mehmet Yıldız ve genç oyuncu Eren Tozlu ve Can Erdem. Mehmet Yıldız’ın golcülük yetisi iyice körelmiş durumda ve Mersin İdman Yurdu’nda da bir türlü katkı sağlayamadı. Eren Tozlu ise ligde gol atma başarısı gösteremedi.

   Toparlamak gerekirse ;
# Rakibin durumu bizim için dezavantaj zira bu tip maçlarda rakibi açmada çok zorlanıyoruz.
# Nobre gibi hava toplarında etkili bir ismi sahipler. Bunun yanısıra Stepanov gibi duran toplarda ileri çıkan ve etkili olan oyuncuları var. ( İlk yarıdaki maçı hatırlayalım)
# Rakip deplasman galibiyeti olmayan iki takımdan biri.
# Hücumda olabildiğince yerden oynamalıyız.
# Rakibin yumuşak karnı İvan ve Nduka’nın bulunduğu sol kanat savunması.
# Son haftalarda her ne kadar skorlara yansımasa da iyi futbol oynamaya başladılar.
# Ivan sıklıkla ceza sahasına sızma eğiliminde. Buna dikkat etmek gerek. Aynı zamanda geri dönüşleri bizim için avantaj olabilir.
# Nduka’nın savunma arasına yaptığı koşulara dikkat.

Kolay görünen fakat oldukça zor geçmesi muhtemel bir karşılaşma bizi bekliyor. Bu tip maçlarda yaşadığımız sıkıntıları biliyoruz. Bunun bilincinde, savunma güvenliğini de elden bırakmadan, hücumda çoğalan ve yardımlaşan bir oyun anlayışıyla ihtiyacımız olan galibiyeti alıp son düzlüğe nefes almış olarak girmek istiyoruz.
Sinir krizlerinden uzak, galibiyetin hafifliğiyle geçecek bir haftasonu dileğiyle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder