12 Nisan 2013 Cuma

STSL 29. Hafta Karabükspor - Galatasaray



Karabükspor taraftar platformu kırmızımavi.org için hazırladığım Galatasaray değerlendirmesi ;


Rakip Galatasaray gibi süper ligin en gözde takımlarından birisi olunca değerlendirme yapmaya gerek kalmıyor aslında. Hergün yazılı ve görsel medyada kendilerinden fazlasıyla haberdar olabiliyoruz. Biz yine de adettendir diyerek her hafta yaptığımız gibi rakibe göz atalım istedik.
Son şampiyon Galatasaray kadrosunu muhafaza etmiş, yeni transferleri ile birlikte şampiyonluğun yine en büyük favorilerinden birisi olarak sezona giriş yapmıştı. Beklenti, yüksek maliyetli takviyelerle birlikte geçtiğimiz sezonun üzerine koymuş bir Galatasaray’dı. İlk yarı sonuna gelindiğinde ise her ne kadar lider olarak tamamlanılsa da bireysel performans ve oyun anlamında taraftarlarını tatmin edemeyen bir görüntü hakimdi. Bunda sakatlıkların yanısıra şampiyon kadronun önemli isimlerinin performans olarak düşüş yaşaması ve yeni transferlerin adaptasyon süreci de etkili oldu.
İkinci yarıya Şampiyonlar Ligini de düşünerek Drogba ve Sneijder transferleri ile Ünal Aysal’ın meşhur çilek operasyonları yapılarak başlayan Galatasaray’da kritik eşik Şampiyonlar Ligindeki Schalke maçı olarak görülürken, olası bir elenme durumunda lige yansıması da merak ediliyordu. Gelen zaferle birlikte ligde de istediği sonuçları alan Galatasaray çeyrek finaldeki Real Madrid maçına başarıyı yakalamış olmanın huzuruyla çıktı. Son olarak bilindiği gibi belki de mevcul şartlarda olabilecek en güzel şekilde şampiyonlar ligine nokta koyuldu.
Devre arası gerçekleşen transferlerle birlikte Galatasaray’ın saha içi dizilişininde değişikliğe gidildi ve 4-4-2 olarak dile getirebileceğimiz iki ön libero, iki kanat ve çift forvetten oluşan şablondan 4-3-1-2  dizilişine geçiş yapıldı. Maç içerisinde skorun durumuna göre Fatih Terim’in değişik varyasyonlar denediğine de şahit olduk.
Kadrolarını değerlendirmeye kaleden başlayacak olursak, rahatlıkla söyleyebiliriz ki ligin  tartışmasız en formda kalecisi Muslera. Hele ki sezon boyunca yaptığı birbirinden kritik kurtarışla takımının puan kayıplarına mani oldu. Aslında son hafta oynanan Mersin İdman Yurdu maçına bakarsak aydınlatıcı bir Muslera özeti çıkarmıs oluruz. Yenilen golün ardından belki de ilk 15 dakika içerisinde skor 3-0′ a gelecekken kurtardığı pozisyonlarla takımını ayakta tutan isim olmuştu. Uruguaylı kaleci için söyleyebileceklerimiz reflekslerinde inanılmaz seri olduğu ve karşı karşıya pozisyonlardaki yüksek başarı yüzdesi. Yediği gollere baktığımızda ise yan toplardan ve uzak köşeye bırakılan toplarda sorun yaşadığı görülüyor. Gerisinde Ufuk Ceylan ve Aykut gibi tecrübeli isimlerin yanısıra geçen sezon Karabükspor’a transferi son anda gerçekleşmeyen Eray İşcan bulunuyor.
Galatasaray’ın en zayıf bölgesi neresi diye sorsak eminim birçok kişi geri dörtlü olduğunu söyleyecektir. Öyle ki sezon başından beri Galatasaray’ın istikrarı bir türlü sağlayamadığı bölge defans hattı oldu.
Sezon başında Çek stoper Tomas Ujfaluji’nin ağır sakatlığı hesapta olan bir durum değildi. Şampiyonlar Liginde mücadele edecek olan Galatasaray, listelerin Uefa’ya verilmesine saatler kala Cris hamlesini gerçekleştirmişti. Fakat yaşanan puan kayıplarında yapılan kişisel hatalar ve anlaşmazlıklar büyük rol oynadı. Cris’ le yollarını ayıran Galatasaray’da savunmaya beklenen takviye yapılmazken teknik direktör Fatih Terim sezon başından beri hiç düşünmediği Gökhan Zan’ı rotasyona dahil etti. Son haftalarda da formsuz ve mili takımdan moralsiz dönen Semih’in yerine Gökhan Zan’ın görev aldığını görüyoruz. Yalnız Real Madrid karşısında olduğu gibi cezalı Dany’nin yokluğunda Gökhan-Semih ikilisi savunmada yer alacaklardır.
Sağ bekte Emanuel Eboue ve Sabri görev alan isimler oldu. Sezon boyunca düzenli olarak Eboue görev almıştı. Sabri ise ilk yarıda hiç düşünülmemiş, Eboue’nin Afrika Kupası sebebiyle milli takımda olduğu dönemde şans bulabilmişti. Eboue için söyleyebileceklerimiz hücum anlamında bir bek için iyi bir seviyede fakat savunmada savruk olduğu. Bu savrukluğunu ilk yarıda bize karşı oynadığı maçtan da anımsıyoruz. Sabri ise görev aldığı karşılaşmalarda kendisinden beklenmeyecek derecede katkı vermişti. Real Madrid karşısında da oyuna girdikten sonra takıma hareket getiren isim olmuştu.
Hakan Balta’nın sezon boyunca sakatlık ve formsuzluğundan dolayı bir türlü istenen seviyeye gelememesi ve Galatasaray’da üçüncü sezonunu geçiren Çağlar Birinci’nin toplamda oynadıgı maç sayısının iki elin parmaklarını geçmemesi, asıl mevkii sol ön olan Albert Riera’nın beke çekilmesine sebep oldu. Riera kendi mevkiisi olmamasına rağmen sol bekte oldukça başarılı maçlar çıkardı. Milli takımımızın her zaman ilk önceliği olan Hakan Balta’nın mevkiisini devşirme Riera’ya kaptırması da ayrı bir yazı konusu olsa gerek. Balta’nın formayı kapması biraz da kontenjana bağlı olduğunu söyleyebiliriz.
Yukarıda bahsettiğimiz şekilde devre arası transferlerinin ardından oyun şablonunda degişikliğe gidildi ve 3 lü bir orta saha düzenine geçildi. Buna uygun oyuncular da kadroda mevcuttu. İlk yarıda sağ önde vasat bir görüntü sergileyen Hamit, geçen sezonu mumla arayan ve gönderilmesi dahi gündeme gelen Melo bu sistemde yeniden kendilerini buldu. Selçuk İnan’ın bu şablondaki görevi sol iç gibi görünse de takımın anahtar oyuncu rolünden bir şey kaybetmedi. Hem pas organizatörlüğü, hem kesiciliği hem de mücadele gücüyle takımının belki de en önemli oyuncusu. Yalnız istatistiklere baktığımızda gol ve asist anlamında düşüş yaşadığı görülüyor. Bu üçlüye kenardan dahil olabilecek oyuncu ise Yekta Kurtuluş.
İlk yarıda özellikle hücum anlamında 4-4-2 nin kanatlarda görev alan isimler beklenen katkıyı sağlayamamıştı. Özellikle Emre Çolak’ta ısrarcı davranan Fatih Terim oyuncudan beklediği verimi alamazken bu ısrarı eleştirilere sebep oldu. Keza Amrabat ve sezona rekor ceza ile başlayan Engin Baytar için de performans anlamında aynı şeyleri söylemek mümkün. Hücumun sağ tarafında oynayan Aydın Yılmaz’da uzun zamandır formaya hasret kaldı.
Çift forvetle oynayan Galatasaray’da özellikle Sneijder’in transferinin gerekliliği tartışılmıştı. Dizilişteki değişikliğin sebebi Sneijder oldu diyebiliriz. Fatih Terim’in forvetin arkasında görev verdiği oyuncu şimdiye kadar dişe dokunur bir performans gösteremese de geçmişi ve klası tartışılmaz bir yıldız. Arkadaşlarına pozisyon hazırlamada etkili olduğu söylenemez ama ceza sahası çevresinde potansiyel bir tehlike.
Forvete göz attığımız zaman bu sezon Burak Yılmaz fırtınası estiğini söylersek abartmış olmayız. Hem ligde, hemde şampiyonlar liginde attığı gollerle rekorlar kıran oyuncu en verimli sezonlarından birini yaşıyor. Bir ara yedek kalan fakat kendisini toparlayan Burak, Drogba transferiyle birlikte oyuncunun pasör özelliğinden de faydalanır oldu. Elmander ise yaşadığı sakatlık sebebiyle ikinci yarıda fazla şans bulamadı. İlk yarıda attığı 12 golle takımın en etkili isimlerinden olan Umut ise ikinci yarıda hem performansının düşmesi hem de Drogba’nın takıma katılmasıyla ikinci yarıda fazla şans bulamadı.
Drogba için fazla söylenecek söz yok aslında. 35 yaşındaki yıldız eski patlayıcılığından uzak olsa da müthiş bir bitirici. Golcülüğünün yanısıra paylaşımcı özelliğiyle de takıma katkısı çok fazla. Yıllarca imrenerek izlediğimiz bir oyuncuyu süper ligde izlemek de bizim için şans olsa gerek.

Toparlayacak olursak ;
# Real Madrid karşısında aldıkları galibiyetin özgüveniyle sahaya çıkacaklar. Bu durumun bizim için dezavantajları olduğu kadar avantajları da olabilir.
# Fatih Terim ve yardımcılarının saha içerisinde olmaması onlar adına büyük handikap. Zira Fatih Terim’in kenardaki etkinliği tartışılmaz.
# İlk maçta yendiğimiz savunmadan fazlaları olduğu söylenemez. Özellikle cezalı Dany’nin yokluğunda bu durumdan faydalanabiliriz.
# Saha içerisindeki dizilişleri ve her iki bekin savunma zaafiyeti sebebiyle kanatları etkili kullanabiliriz.
# Sezonun ilk yarısındaki maçta olduğu gibi Selçuk’a ayrı önlem alınmalı.
# Takım halinde hareket edip savunmayı ileride başlatmamız gerekiyor.
# Burak Yılmaz’ın çarpraz koşularına özellikle dikkat edilmeli.
# Selçuk İnan’ın yarı penaltı serbest vuruşlarını hatırlatmaya gerek yok. Cepheden faul yapmaktan mümkün olduğunca kaçınmak gerekiyor.
# Hava toplarında Drogba ve Umut gibi çok etkili isimlere sahipler. Özellikle duran toplara dikkat.
# Oyunu geride kabullenmek mantıklı bir tercih olsa da gereğinden fazla  geri çekilmek canımızı sıkabilir.
Kendi penceremizden baktığımızda görebildiklerimiz bu şekilde. Karabükspor olarak son haftalarda olumlu bir hava ve ivme yakaladık. Kendi sahamızda ve seyircimiz önünde galip gelmek, en azından yenilmemek hedefimiz. Büyük maçlardaki tablomuz ve her ne kadar yanlışlarından dem vursak da Mesut Bakkal’ ın bu maçlarda oyuncularına aşıladığı motivasyonu bize güven veren unsurlar. Galatasaray’ a karşı son 2 maçta mağlup olmadığımızı da ekleyelim.
Umarım daha önce yaptığımız gibi iyi futbol ve galibiyetle yine gündemi belirleriz…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder