27 Şubat 2013 Çarşamba

STSL 24. Hafta Orduspor - Karabükspor


           IMG_2319

kırmızımavi.org için hazırladığım Orduspor maç önü yazısı ;


Yazıyoruz, çiziyoruz...Kendimiz konuşup kendimiz dinliyoruz..Haftalardır aynı nakarat...Yine iç saha maçı, yine ızdırap..
Bu takım haftalardır kötü futbol oynuyor. İşin kötü yanı iyileştirme yönünde en ufak bir ilerleme dahi yok. Maçın başındaki saman alevi misali yapılan baskı nihayetinde son buluyor, her zamanki gibi kalemizde görülen tipik bir pis bir gol ve ne yaptığını sahadakilerin kendilerinin bile anladığını tahmin etmediğim bir kargaşa. Bu kaos ortamında teknik taktik konuşmaya bile fırsatımız kalmıyor bu görüntüden sonra...
Oysa konuşulacak o kadar şey varki...Dizilişten oyun yapısına, hücum anlayışından savunma kurgusuna...
Her maç sonunda sorumluluğu kabul eden fakat bunun çözümünü bir türlü bulamayan kenar yönetiminin açıklamaları da artık kabak tadı vermeye başladı.
Üstelik son açıklamalar da eleştiriye açık olunmadığını ortaya koyuyor. Taraftarı her maçta tribüne davet edenler, ortaya izlenilesi bir şeyler koyamıyorsa eğer eleştirilere de açık olmak zorunda. Ben yaptım, ben başardım mantığıyla bu durumun düzelmeyeceğini bilmek durumundalar.
 
Bu sezon hiç olmadığı kadar dolu tribünlere karşı oynadı maçlarını Karabükspor. Her çağrıya cevap verdi bu taraftar. Ama her seferinde boynu bükük ayrılıyorsa stattan, bu durumun sorumluları her zaman olduğu gibi değişimin ilk halkası olacaklarını bilmeliler. Nasıl başarıda hakkını teslim edip övüyorsak, başarısızlıkta da yermek hakkımız olsa gerek...
 
Geçtiğimiz haftayı yine bizim gibi acı veren bir mağlubiyetle kapatan bir rakip var bu hafta karşımızda. Arenada ilk yarıyı 2-0 gibi avantajlı bir skorla kapatmalarına karşın ikinci yarı gelen baskıya dayanamayıp sahadan 4-2 lik bir sonuçla ayrıldılar. İlk yarıda oynanan Galatasaray maçında zirve yapan Orduspor, yine bir Galatasaray maçıyla dibi gördü. Belki bu tabiri kabul etmek istemeyebilirler ama bu maça kadar ligin en az gol yiyen takımıyken yedikleri 4 gol Cuper yönetiminde ilk kez başlarına geliyordu.
Geçtiğimiz hafta oynanan maç hakkında mağlubiyet için bir takım sebepler sıralanabilir tabii ki. Gergin ortam, verilen kararlar ve baskı alınan mağlubiyete etki eden unsurlardı. Bunlara ilave olarak Cuper' in tercihleri ve hamlesizlikleri de eklenebilir. Ama süreç sadece bir maçla izah edilecek gibi değildi Orduspor için. Düşüşün başlangıcı olarak ilk yarıya gitmemiz gerekiyor.
 
Yukarıda bahsettiğimiz gibi 2-0 sona eren ilk Galatasaray maçının ardından başlamıştı takımdaki düşüş. O maçın ardından bir türlü toparlanamadılar ve geride bıraktıkları 17 haftada sadece 2 kez galibiyet alabildiler. 
Ordu' lu arkadaşlarla sezon başı yaptığımız sohbetlerde bu takımın kaliteli yerli oyuncu eksikliği yaşayacağını belirtmiştim. Nitekim bu eksikliği sezon boyunca yaşadılar. Bu durum özellikle kontenjan konusunda da sıkıntı yaşamalarına sebep oldu.
 
Hector Cuper' in sezon başında kendisinin kurduğu bu kadro defansif anlamda başarılı olmakla birlikte hücumda kısır bir görüntü çiziyor. Zaten Cuper' in en çok eleştirildiği konu da takıma gereğinden fazla savunma anlayışı benimsettirmesi. Bu durum iç sahada başarılı gibi gözükse de deplasmanlarda tutmadı. Zaten Mersin İdmanyurdu ile birlikte ligde deplasmanda galibiyet alamayan iki takımdan birisi Orduspor. Sezona çok iyi bir giriş yapan takım en uzun süre namağlup unvanını taşımıştı. İlerleyen haftalarda dar kadronun yaşadığı formsuzluk skorlara da yansıdı. 
 
Geçtiğimiz haftadan bağımsız sezonun belki de en iyi kalecisi Saso Fornezzi. Yaptığı o kadar kritik kurtarışları oldu ki takımının beraberlikle ayrıldığı karşılaşmalar mağlubiyetle sonuçlanabilirdi. Geride kalan haftalarda takımın ayakta kalan isimlerinden birisi oldu. Yaşadıkları bu hassas dönemde yine takımının en büyük güvencelerinden birisi olacağa benziyor.
 
Savunmalarına baktığımız zaman ligin en fazla alternatife sahip takımı olduğunu söylersek abarmış olmayız sanırım. Zira kalecilerle beraber devamlı olarak forma giyen 26 kişilik kadronun 12' si defans oyuncularından oluşturuyor. Zaten güçlü oldukları rotasyona devre arasında da takviye yaptılar. 
Sezona Ali Çamdalı - Agustin Garcia ikilisi ile başlayan Orduspor' da İbrahim Kaş' ın takıma katılmasıyla Ali Çamdalı orta sahaya kaydı. Genelde Agus ve İbrahim Kaş tandemi ile sahada yer aldılar. Bu ikiliye zaman zaman Roversio eşlik etti. Devre arasında ise Dinamo Kiev ile Şampiyonlar Ligi ve Uefa tecrübesi yaşayan Ayila Yussuf transferi gerçekleşti. Gurbetçi oyuncu Ömer Kulga ise bu sezon sadece kupa maçlarında yer aldı. 
İbrahim Kaş ve Yussuf' un sakatlıkları sebebiyle  Karabükspor karşısında Ali Çamdalı ve Roversio' yu savunmada görebiliriz. İlk yarıda düzenli forma giyen Agustin Garcia' nın ise son haftalarda neden tercih edilmediğini bilemiyoruz. Savunmada bir düzen oturttuklarını söylemek zor. Bu durumu son iki haftada yedikleri 6 gol ile özetleyebiliriz.
 
Savunmanın sağında Portekizli oyuncu Miguel Garcia yer alıyor. Geride kalan dönemde cezalı olduğu dönemler hariç bütün maçlarda 90 dakika forma giyen Garcia Galatasaray karşısında ilginç şekilde kontenjana takılan isim olmuştu. Bir maçlık aranın ardından bu hafta yerini alacağını düşünüyorum. Yerine forma giyen Ferhat Çökmüş' ün ise savunmada güven verdiği söylenemez.
 
Sol bekte sezona Ferhat Çökmüş ile başlayan Orduspor' da, Atilla ile devam edilirken Ferhat Öztorun son haftalarda görev alan isim oldu. Atilla zamanla ilk geldiği dönemki performansından uzaklaştı ve İBB maçındaki hatalarından sonra formasını Ferhat' a kaptırdı. 
 
Orta sahada Ali Çamdalı, Şamil ve Nizamettin' i görüyoruz. Oynanan maçların durumuna göre bu oyuncuların yer değiştirdiğini gördük. Özellikle yaşadıkları yabancı kontenjanı sorunu sebebiyle bir çok maçta Ali' yi stopere çekmek durumunda kaldılar. Şamil Cinaz yıllarca Almanya' da forma giymiş bir oyuncu ve çalışkan bir isim. Zaman zaman hücuma da destek veren oyuncu attığı 3 golle takımına katkı sağladı. Geçen hafta da penaltıyı kazandıran isim olmuştu. Ali Çamdalı için Cuper' in jokeri tabirini kullanabiliriz. Nerede görev verilirse verilsin elinden gelen gayreti gösterdi. Ali Çamdalı da Şamil Cinaz gibi altyapısını Almanya' da almış bir oyuncu. Nizamettin' in ise bu sezon beklentileri karşıladığını söylemek güç. Aslına bakılırsa Nizamettin' in bu beklentileri karşılayabilecek bir oyuncu olduğu da tartışılır. Manisaspor dönemlerinde de bu tarz bir isim olmamıştı. 
 
Geçen sezonun Orduspor' u Gosso ve Culio gibi oyuncuları ile göbekten yaptığı ataklarla etkili olmaya çalışırken bu sezon oyunu kanatlara yaymayı amaçlamıştı. Cuper, yapılan transferlerle birlikte sezon başında Umbides ve Monje ile bu anlayışı başarıyla uygulamıştı. İlerleyen haftalarda Monje' nin yaşadığı sakatlık ve formsuzluk takımı da etkiledi. Yiğit Gökoğlan' ın hiç katkı verememesi ve Müslüm' ün belli bir çizgide kalması ofansif anlamda takımın sıkıntı yaşamasına sebep oldu. Devre arasında forvet arkasına takviye beklentisi içindeyken sol kanat oyuncusu Romero transferi geldi. Romero' nun oynadığı 3 maçta koyduğu performans ilerisi için ümit verse de aranan isim olduğu konusunda şüpheler var. Bu hafta Umbides cezası sebebiyle takımdaki yerini alamayacak ve Orduspor' un en fazla arayacağı isim olabilir. Yerine ise ters kanatta oynayabilen Müslüm' ü görebiliriz.
 
Forvet oyuncularına baktığımız zaman bir Anadolu takımı için oldukça iyi isimlere sahip oldukları söylenebilir. Stancu, Barral ve Hasan Kabze' den oluşan hücum hattı bir çok takımda bulunmuyor. Ama performans anlamında beklentilerin oldukça altında kaldıklarını söyleyebiliriz. Stancu attığı 8 golle takımın en golcü ismi olurken 9 haftalık suskunluğunu geçtiğimiz hafta attığı penaltı golüyle bozdu. Barral ise kendisi için ödenen bonservisi göz önüne aldığımızda başarısız bir sezon geçiriyor. Hasan Kabze' de takıma katıldığı geçtiğimiz sezonki performansın çok uzağında. Barral geçtiğimiz hafta çok talihsiz bir sakatlık yaşayarak oyunu terketmek zorunda kalmıştı. Neyse ki korkulan olmadı ve sağlık durumu düzeldi. Karabükspor karşısında oynayıp oynamayacağını bilemiyoruz.
 
Toparlamak gerekirse ;
# Bu maç bizim için ne kadar önemliyse rakip için de o derecede önemli. Hatta Orduspor' un kritik eşiği diyebiliriz bu maç için.
# Stresli bir ortamda oynanması beklenen bu maçta rakibin içinde bulunduğu durumu avantaja çevirebiliriz. 
# Son zamanların moda tabiri psikolojik üstünlüğü Orduspor' un Karabükspor' a karşı kullandığını söylenebilir. En iyi olduğumuz dönemlerde dahi galibiyet alamamıştık.
# Cezası dolan Ahmet İlhan ve Shelton' ın etkili olabileceği bir maç. Kaldı ki Orduspor beklerde sorun yaşayabilen bir takım.
# Orduspor' un geri dörtlüsü birlikte oynamaya alışkın değil ve bunu değerlendirebiliriz.
# Her ne olursa olsun ligin en iyi defansif takımlarından biriyle oynuyoruz.
# Orduspor ilk dakikalarda baskı kurmaya çalışacaktır. Özellikle İlk 15 dakika dikkatli olmamız gerekiyor.
# Rakipte olduğu kadar bizde de sorunlar mevcut. Bilhassa defansın sigortası Mabiala' nın yokluğu bizi oldukça zorlayacak.
# İç sahadaki durumumuz malum. Bu tabloda deplasmanlardaki beraberliklerle yetinilmeyeceği aşikar. Galibiyet alınması gerekiyorsa eğer bu maç onlardan birisi.
# Her hafta söylemekten biz bıktık ama Mesut Bakkal' ın Selim Teber ısrarı yakında fıkralara konu olacak. Hocanın gördügü ve bizim göremediğimiz neler var merak ediyoruz. Şaka bir yana bu tarz saçma tercihlere de artık bir son verilmesi gerekiyor.
 
Son olarak gelinen noktada teknik heyetin olduğu kadar oyuncuların da bu durumda sorumluluğu var. Artık bir karar vermeleri gerekiyor. 

20 Şubat 2013 Çarşamba

STSL 23. Hafta Karabükspor - Akhisar Belediyespor


         
               IMG_9475

kırmızımavi.org için hazırladığım Akhisar Belediyespor maç önü yazısı ;

Alan daraltan, birlikte savunma yapıp birlikte hücuma çıkan ve bunu oyun anlayışı olarak benimseyen Karabükspor, son haftalarda olduğu gibi Antalya deplasmanında da cezalı oyuncuların da eklenmesiyle birlikte bu görüntüden bir hayli uzaklaşmıştı. Bireysel yeteneğe dayalı, hücumda çoğalamayan futbol bize Skibbe dönemini hatırlattı. Bu oyun bizleri mutlu etmese de, savunmada  rakibe net pozisyon verilmemesi, Mabiala ve Deumi arasındaki uyum, Anıl’ ın tekrar rotasyona dahil edilmesi ve özellikle sezonu kapamış olarak nitelendirdiğimiz kaleci Tomiç’ in adeta küllerinden doğması bizi en çok sevindiren unsurlardı.
Bu haftaki rakibimiz ligin son sırasında bulunan Akhisar Belediyespor. Rakibin konumu kimseyi yanıltmasın. Karabükspor olarak sevmediğimiz bir oyun yapılarına sahip olduklarını söylememiz gerek. Sezon başından beri kadro zafiyetleri bulunmalarına rağmen her maç saygı duyulacak bir performans ortaya koyuyorlar ve bunu bireysellikten uzak, takım olgusu içerisinde yapmaya gayret ediyorlar. 
Akhisar Belediyespor ilçe stadının onay alamaması sebebiyle maçlarını sezon başından itibaren Manisa 19 Mayıs stadında oynuyor. Her ne kadar seyirci desteği sağlansa da taraftarıyla bir türlü bütünleşemedi ve bu durumun dezavantajlarını yaşadılar. Maçlarını kendi evlerinde oynayabilme durumları olsaydı puan olarak daha iyi yerde olabilirlerdi. Tecrübesizlik ve lider oyuncu eksikliğini de maç içerisinde bir çok defa yaşadılar ve öne geçtikleri maçlarda skor üstünlüğünü koruyamadılar. Geriye düştükleri maçlarda ise savunma güvenliğini son ana kadar bırakmıyorlar. Bıraktıkları anda da zaten kalelerinde tehlike yaşadılar. 
Sabırlı oyun anlayışı ve sahaya iyi yerleşmeleri sebebiyle rakiplerine sıkıntı yaşattılar. Geçtiğimiz hafta da Galatasaray gibi güçlü bir rakip karşısında da 60 dakika bu özelliklerini başarıyla uygulamışlardı. Biraz daha becerikli olabilseler ve yakaladıkları fırsatları cömertçe harcamasalardı haftanın sürprizine imza atabilirlerdi.
Akhisar Belediyespor’ un kadrosuna göz attığımızda mütevazı isimlerden kurulu olduklarını görüyoruz. Ptt 1. Lig’ de oynadıkları dönemde dahi Süper Lige çıkabilecek takımlar arasında isimleri geçmiyordu. Hamza Hamzaoğlu yönetiminde büyük iş başarmış ve süper lige adını yazdırmışlardı. Sezon başında da kadrolarına paralel şekilde transfer politikası izlediler. 
Kalede tecrübeli eldiven Oğuz Dağlaroğlu yer alıyor. Fenerbahçe alt yapısından yetişen Oğuz’ u Fenerbahçe dönemindeki yedek kaleciliği ve İstanbulspor günlerinden hatırlıyoruz. Daum dönemine kadar Fenerbahçe kadrosunda her sezon fırsat buldukça forma giyen oyuncu, Daum’ un kadroda düşünmemesi sonucu kendisini İstanbulspor’ da bulmuştu. Tesadüftür ki ilk maçında Kadıköy’ de Fenerbahçe karşısına çıkmış, İstanbulspor’ un 3-0 lık galibiyeti ile sonuçlanan maçta kalesini başarıyla korurken, kendisi yerine transfer edilen Enke’ nin ise Türkiye’ deki ilk ve son maçı oluyordu.. Enke’ yi de geçtiğimiz yıllardaki trajik ölümüyle hatırlıyoruz.
Süper Lig yolunda da Akhisar’ ın en önemli oyuncularından olan Oğuz için kısa boyunun dezavantajlarını yaşadığını söyleyebiliriz. Kaleciler için kısa sayılabilecek bir boyda ve yediği gollerin çoğu uzak köşeye gönderilen toplardan geldi. Bunlara örnek olarak geçtiğimiz hafta Drogba’ dan yediği kafa golü ve ilk yarıda bize karşı oynadıkları maçta Cernat’ tan yediği golü verebiliriz. Bu handikapını atletik özelliği ve hızlı refleksleri ile kapatmaya çalışsa da yaşını da göz önünde bulundurursak düşüş yaşadığı gerçek. Yan toplarda da aynı zafiyeti yaşadığını belirtmek gerek.
Sezona defans hattında Kürşat, Sonko ve Uğur Demirok ile başladılar fakat Kürşat’ ın ilk yarıda oynanan Karabükspor maçının ardından kadro dışı bırakılmasıyla Sonko ve Uğur Demirok ikilisi düzenli olarak forma giyen isimler oldu. 
Uğur Demirok, Anıl Karaer gibi Galatasaray altyapısından yetişmiş bir oyuncu. Henüz 24 yaşında olan Uğur’ un kendisi adına iyi bir sezon geçirdiğini düşünüyorum. Akhisar Belediyespor’ un olası küme düşme durumunda süper lig ekiplerinin kadro derinliği için düşünebileceği bir oyuncu olabilir. Partneri Sonko ise yıllarca EPL ve Championship tecrübesi yaşamış bir oyuncu. Oynanan maçlarda da bu tecrübesini fazlasıyla belli ediyor. Her iki oyuncunun da kesici özelliklerde olduğu için bu oyuncular arasına atılan toplarda sıkıntı yaşayabiliyorlar. Kenardan gelebilecek defans oyuncuları konusunda Akhisar Belediyespor’ un elinin zayıf olduğunu görüyoruz. Kürşat’ ın takımdan ayrılmasına rağmen bu bölge için transfer düşünülmedi. Bu konuda Karabükspor ile benzerlik yaşadıkları söylenebilir. Serkan Yalçın bu oyuncuların yokluğunda forma şansı bulan isim olmuştu. 
Savunmanın sağı ve solunda tecrübeli isimleri görüyoruz. Sağ bekte forma giyen Emrah Eren Galatasaray ve Trabzonspor gibi büyük takımlarda oynadıktan sonra bir çok Anadolu klübünde forma giymiş ve Akhisar Belediyespor’ un süper lig başarısında en büyük pay sahibi olan oyuncuların başında yer almıştı. Bu sezon da takımında kalan oyuncu yine en istikrarlı oyunculardan birisi oldu. Sezon başından beri tüm maçlara ilk 11′ de başlayan Emrah bu maçların çoğunda 90 dakika sahada kaldı. 34 yaşında ve efor sarfetmesi gereken bir bölgede oynadığını da göz önüne alırsak saygıyı hakediyor. Emrah Eren hücumu seven bir oyuncu ve sık sık ileri çıkışları bulunuyor. Fakat bu çıkışların geri dönüşleri sıkıntılı oluyor. Özellikle savunma güvenliğini riske ettikleri anlarda bu duruma şahit olduk. Sağ bek için bir diğer isim de Ahmet Cebe. Geçtiğimiz sezon Karabükspor forması giyen oyuncu takımdaki kaos ortamının sebeplerinden biri olarak gönderlen oyuncular arasında yer almıştı. Ahmet Cebe de potansiyelli bir oyuncu olmasına rağmen bir türlü beklenen çıkışı gerçekleştiremedi. Ahmet Cebe’ nin sağ açıkta oynayabilme özelliği olduğunu hatırlatalım…
Sol bekte yine tecrübeli bir isim olan Çağdaş Atan’ ı görüyoruz. Çağdaş’ ta Emrah gibi Beşiktaş ve Trabzonspor gibi büyük takımlarda forma giymiş bir oyuncu. Avrupa’ da da oynama şansı yakalayan Çağdaş Atan Basel ile İsviçre’ de şampiyonluk yaşamıştı. Geçen sezon Mersin İdman Yurdu forması ile Türkiye’ ye dönüş yaparken aradığı ortamı bulamadı ve sezon başında Akhisar’ a geçti. Çağdaş Atan bir röportajında kendisinin stoper olduğunu, sol bek olmadığını ve kendisinden Roberto Carlos bekledikleri için Beşiktaş’ tan ayrıldığını açıklamıştı. Biz de Çağdaş Atan’ ı stoperdeki başarılı performanıyla hatırlıyoruz. İlginçtir ki Çağdaş Atan sezon başından itibaren sol bekte forma giyiyor. Defansif anlamda bunun sıkıntılarını yaşadığını söyleyeiliriz. Özellikle Emrah’ ta olduğu gibi geri dönüşlerde problem yaşıyor ve arkasına adam kaçırıyor. Güray Vural zorunlu hallerde savunmanın solunda görev alabilecek bir diğer isim.
Ön liberoda süper lig için olmasa da bizim için yine tanıdık bir isimlerden birisi bulunuyor. Merter Yüce geçtiğimiz sezonun ilk yarısında Karabükspor forması giyerken, devre arası transfer döneminde Akhisar Belediyespor’ a transfer olmuştu. Merter teknik olarak sınırları belli bir oyuncu olsa da bu sezon izlediğimiz maçlarda kendisini geliştirdiğini ve takımına oldukça faydalı olduğunu gördük. İlk yarının sonlarına doğru sakatlık sebebiyle bir müddet formasından uzak kalmıştı. Yanında görev alan isimler ise Emin Aladağ ve Mustafa Aşan. Emin Aladağ Denizlispor formasıyla da Süper Lig tecrübesi yaşamış bir oyuncu. Oynadığı dönemde bir alt ligin göze batan oyuncularından birisi olan Emin henüz formunu yakalayamadı. Sezonun ilk yarısında bir çok maçta şans bulan Mustafa Aşan ise ikinci yarıda genellikle oyuna sonradan dahil oldu.
Akhisar Belediyespor zaman zaman 4-1-4-1 düzenine geçerek tek önliberolu sistemi deniyor. Fakat deplasman maçlarında bu tarz bir diziliş beklemiyorum.
Sağ kanatta geçtiğimiz sezonu Boluspor’ da tamamlayan, süper lig için gerekli yeterliliğe sahip olduğunu düşündüğünüm Kenan Özer forma giyiyor. Sezon başından beri Akhisar’ ın en önemli hücum osiyonlarından birisi olan Kenan Galatasaray karşısında gördüğü kartla cezalı duruma düştü. Geçen sezon oynanan yarı final kupa maçında da Boluspor formasıyla Karabükspor karşısında en etkili oyunculardan birisi olmuştu. Rakip için en önemli eksiklik, bizim için ise avantaj olarak görünüyor.
Sertan Vardar’ ın Karabükspor taraftarı için yerinin ayrı olduğunu belirtelim. Rekorlar kırarak şampiyon olduğumuz sezonun en önemli figürleri arasında yer almıştı. Sürpriz bir şekilde kadroda düşünülmemiş ve yollar ayrılmıştı. İşin enteresan yanı aynı bölgede kullanılabilecek oyuncu konusunda yaşanan kısırlıktı. Kaldı ki geride bırakılan sezonlardan günümüze kadar sol açıkta Karabükspor’ un oyuncu eksiği bir türlü giderilemedi.
Karabükspor’ dan sonra pek iyi geçmeyen Erciyes ve Rize maceralarının ardından gittiği Akhisar’ da yeniden kendisini buldu ve şampiyonluk sevinci yaşadı. Bu sezon da takımının en önemli oyuncularından biri konumunda. Geçtiğimiz hafta Kenan Özer ile sık sık yer değiştirerek oynamıştı. Bu maçta Kenan’ ın yokluğunda hangi bölgede oynayacağı merak konusu. Sertan’ ın bu sezon bir çok maçta forvet arkasında  da görev yaptığını belirtelim. Sol kanatta oynayabilecek bir diğer isim yine Denizlispor’ dan hatırladığımiz Güray Vural. Güray Vural 2009/2010 sezonunda Manisaspor’ lu Kalabane tarafından ayağı kırılmasa belki çok daha iyi bir durumda olabilirdi. Sezonun açılış golünü atan Güray’ ı bu maçta ilk 11′ de görebiliriz. 
Forvet arkasında ilk yarıda Anıl Taşdemir ve Sertan Vardar forma giyen isimler olmuştu. Anıl Taşdemir’ in teknik direktör Hamza Hamzaoğlu ile yaşadığı problemler ve bunun sonucunda  kadro dışı bırakılması ve son olarak devre arasında Orduspor’ a transferiyle bu bölgede transfer ihtiyacı doğdu. Bu eksikliği de yine – yeniden yakından tanıdığımız ve 1.5 sezon formamızı terleten Bilal Kısa ile gerçekleştirdiler. Bilal Kısa hem Bülent Korkmaz, hem de Skibbe dönemlerinde zaman zaman şans bulmuştu. Kimi zaman ofansif ön libero olarak, kimi zaman forvet arkası, kimi zaman ise sol açık olarak şans buldu. Güzel goller atmışlığı da vardı. Fakat bir türlü kendisinden beklenen oyunu sergileyemedi ve farkını ortaya koyamamadı. Belki şanssızlığı kendisinden yerine oynadığı Cernat’ ın performansın beklenmesiydi. Bilal için söyleyebileceklerimiz gayet teknik olduğu, adam eksiltme özelliği ve ceza sahası çevresinden yaptığı etkili vuruşlar. Ama dayanıklılık ve istikrar sorunu her zaman beraberinde geldi.
Akhisar Belediyespor attığı 17 gol ile ligin en az gol atan takımı. Zaten ligin dibinde olmalarının en önemli sebeplerinden birisi de en uçta oynayan bitirici bir santrafora sahip olamamalarıydı. Bikoko’ nun uzun süren sakatlığı, Bruno’ nun bir türlü çıtayı yükseltememesi, Mehmet Yılmaz’ ın miadını doldurması devre arasında bu bölgeye operasyon ihtiyacı gerektirdi.
Karabükspor’ a gelmesi için kendi aramızda sürekli dile getirdiğimiz Gekas sürpriz bir şekilde devre arasında Akhisar’ ın yolunu tuttu. Biz iyi niyetimizle Mesut Bakkal’ ın eski öğrencisini takıma dahil edebileceğini düşünürken sonradan öğrendik ki kendileri bu oyuncunun sakat olduğu yönünde rakip hocalara bilgilendirmede bulunmuş. Geçtiğimiz günlerde de Gekas’ ın bu haberle ilgili çok sert açıklamaları basında yer almıştı.
Geçen sezon Samsunspor’ da bıraktığı işe Akhisar’ da da devam ediyor. Ligde çıktığı 3 maçta attığı 3 golle takımının en golcü isimleri arasına şimdiden girmiş durumda. Galatasaray karşısında mutlak pozisyonları değerlendiremese de ceza sahası içerisinde tam bir tehlike. Takıma dahil olduğundan beri etrafındaki oyuncuların da seviyesini yükseltti. Mutlaka önlem alınması ve gelebilecek pasların engellenmesi gerekiyor.
Devre arası transferlerinden bir diğeride Özgürcan Özcan oldu. Galatasaray alt yapısında iken ümit vadeden oyunculardan biri olarak gösterilen Özgürcan beklenen zıplamayı gerçekleştiremedi. Şu ana kadar ligde henüz forma şansı bulamadı. Kenardan gelebilecek diğer oyuncular; Bruno Mezenga, Bikoko ve bu sezon pek tercih edilmeyen Gideon Sani.
Tekrar belirtmek gerekirse;
+ Rakip gücünün bilincinde ve haddini bilerek oynuyor.
+ Maçın berabere gittiği durumlarda savunma güvenliğinden taviz vermiyorlar.
+ Golün gelmediği her dakika stres dozajının yüksek olacağı bir maç olacak. Bu yüzden ilk elden golü bulmak gerekiyor.
+ Daha önce Karabükspor forması giyen bir çok oyuncu kadrolarında bulunuyor. Bu futbolcuların farklı bir motivasyonla sahaya çıkacakları bir maç olacak.
+ Olası bir puan kaybı demek güven kaybı demek. Bütün futbolcuların ve teknik heyetin rakibi ciddiye alarak disiplini elden bırakmaması gerekiyor.
+ Oyun içerisinde mutlaka bir B planı bulundurmalı ve oyunun sıkıştığı anlarda devreye sokulması gerekiyor.
Son zamanlarda boynumuz bükük ayrıldığımız Necmettin Şeyhoğlu’ nda bu tatsız seriye son vermenin zamanı geldi. Elinde kibritle oynayan çocuk misali, ateşle oynamaya gerek yok. Artık şaka kaldıracak durumda değiliz. Ne olursa olsun bu maçtan galibiyet çıkarmak olmazsa olmazımız.
Garip tercihlerin yaşanmayacağı, taraftarı krizlere sokmayacak bir oyun ve 3 puan tek temennimiz…

2 Şubat 2013 Cumartesi

Sinir Harbi... Beşiktaş : 2 Karabükspor : 2




Beşiktaş' ı tanıttığımız maç önü yazımızda kritik eşiğin 60. Dakika olduğunu belirtmiştik. Nitekim maçın kaderi de bu dakikadan sonra değişti.

Geçtiğimiz hafta oynanan Kasımpaşa karşılaşmasından farklı olarak milli takımlardan dönen LuaLua ve Mabiala kadroda yer alıyorlardı. Mabiala ilk 11' de görev alırken, hafif sakatlığı bulunan LuaLua riske edilmemişti. Bu karar ilk bakışta haklı görülebilir fakat Karabükspor' un en önemli özelliği olan kontra futboluna zemin hazırlayacak ilk golü bulması, tercih edilen kadro ile mümkün görülmüyordu. Top rakipte iken adam adama savunmada sıkıntı yok gibi görülse de, hücumda üretkenlikten uzak bir görüntü vardı. Rakibin de aşağı kalır yanı yoktu ama duran topta acemice yapılan adam paylaşım hatası sonucu gelen basit gol bizi kara kara düşüncelere sevketti.

İlk yarı boyunca Beşiktaş' ın da ofansif kadrosuna rağmen hücumda etkili olamadığını gördük. Bunda 15. Dakikada sakatlanarak oyundan çıkan Almeida' nın da etkisi olduğunu söylememiz gerek. Fernandes' in de kötü gününde olduğu bir maçta topu ileride tutmada büyük sıkıntı yaşadılar.

İkinci yarıda beklenen şekilde Hakan Özmert - LuaLua değişikliği gerçekleşti.  LuaLua' nın oyuna girmesiyle maçın temposu da hızlandı. Beklenmedik bir anda gelen ikinci gol ve Erdem' in zorla gördüğü kırmızı kart bize maç bitti dedirtti. Açık konuşmak gerekirse bu dakikadan sonra 2-0 lık skora razı olurdum.

Fakat karakterinde pes etme duygusu olmayan bir adam vardı. İkinci golden sonra boynunu eğen arkadaşlarını motive etmeye çalışan LuaLua. Geçtiğimiz hafta Mehmet Akgün' ün arkasına sarkan Emre Çolak' ın attığı golün benzerini Ahmet İlhan atarken, takipçiliğiyle rakibin hatasını birleştiren LuaLua kaleciyle karşı karşıya kalınca geriye sadece takla atmak kalıyordu.

Beşiktaşlı oyuncular bahsettiğimiz şekilde 60. Dakikadan sonra fizik olarak düştü. Samet Aybaba' nın geçtiğimiz haftayı aratmayacak derecedeki değişiklikleri de maça etki eden unsurların başında geliyordu. Özellikle her ne kadar gününde olmasa da Fernandes gibi bir oyuncunun kenara alınması liderlik konusunda Beşiktaş' a darbe vurdu. İyi kapanan Karabükspor 10 kişi kaldığı ve 2-0 geride olduğu bir maçtan beraberlikle ayrılmanın sevincini yaşadı.

Tartışılan pozisyonlar, yaşanan gerilimler, oyuncuların özverili mücadelesinin malesef önüne geçti. Maçın bitiş düdüğü ile beraber yaşananlar ise bu olayların patlama noktası oldu. Maçın yıldızı olan LuaLua' nın sinirlerine hakim olamadığını izledik. LuaLua' nın nasıl bir karaktere sahip olduğunu hepimiz biliyoruz. Hemen hemen herkese iyi ilişkileri olan bir oyuncu. Nasıl bu duruma geldiği, kendisini kontrol edemeyecek duruma nasıl düştüğünü düşünmek ve olası bir kararı tüm bunları göz önüne alarak vermek gerekiyor.