31 Ağustos 2013 Cumartesi

STSL 3. Hafta Karabükspor - Gençlerbirliği

281020121705573456708_2

Elazığspor deplasmanına çıkarken alınacak galibiyetin sürpriz olmayacağını, olası beraberlik durumunda ise kayıp olarak değerlendirilmeyeceğini belirtmiştik. Nitekim bunlar maç öncesi düşüncelerimizdi. Ancak maçın son düdüğüyle birlikte deplasmanda alınan 1 puandan çok kaçan 3 puanın üzüntüsü hakimdi.

Kasımpaşa karşılaşmasından anımsadığımız şekilde yine savunmadan çıkışlarda ayağa paslarla ve topun hakimiyetinin kendisinde olmasını isteyen bir oyun anlayışı ile sahadaydık. Maçın başından itibaren karşı kalede etkili olmaya çalışan Karabükspor’un bu atakların sonucunda golü bulması gecikmedi. Golün ardından öyle pozisyonlar kaçtı ki maçın kopması hiçten değildi. Fakat yine o lanet kural işledi ve özellikle takımın en yumuşak karnı olarak nitelendirebileceğimiz sol kanadımızdan yediğimiz atakların sonucunda kalemizde golü gördük. İkinci yarıyla beraber oyunun hakimiyetini alan taraf Karabükspor’du. Taraftarını arkasında almak isteyen Elazığspor’a oyunun kontrolünü bırakmayan takım Erdem’den görmeye pek alışkın olmadığımız bir golle skor üstünlüğünü tekrar ele almıştı. Golün ardından iyice açılacağını düşündüğümüz Elazığspor karşısında yakalayacağımız hızlı hücumlarla oyunun kopmasını beklerken kendi silahımızla vurulduk. Uydurma bir penaltıyla 3 puan hayallerimizi elimizden alan hakemin ve buna sebebiyet veren savunmamızın yardımınıda es geçmeyelim…

Sonuç olarak takım oyunundaki istikrar anlamında bizi ümitlendiren, fakat bazı kararlarda da ısrar etmenin yarardan çok zarar getirdiğini gördüğümüz bir karşılaşmayıgeride bıraktık. Umalım ki bunları teknik heyetimiz de görmüştür ve aynı kararlarda ısrarcı olunmaz. Bunları yazının ilerleyen bölümlerinde tekrar ele alacağız. Şimdi kendi evimizde ağırlayacağımız rakibimiz Gençlerbirliği takımına kısaca göz atalım…

Gençlerbirliği takımı yeni bir yapılanmaya gitti bu sezon. Her bölgesinden önemli oyuncularını kaybeden takım yerlerini doldurmaya çalışsa da bunu elini cebine atmadan İlhan Cavcav metoduyla gidermeye çalıştı. İlk olarak henüz sezon bitmeden kalıp kalmayacağı tartışmaları yaşanan teknik direktör Fuat Çapa ayrıldı takımdan. Çapa’nın Erciyesspor ile anlaşmasının ardından takıma katıldığı devre arasından ligin sonuna kadar Gençlerbirliği’nin skor yükünü üstlenen Björn Vleminckx, orta sahanın etkili ismi Randal Azofeifa ve takım kaptanı Cem Can hocasının peşinden giden isimler olmuştu. Savunmanın bel kemiği Aykut ve son olarak da taraftarın sevgilisi, Gençlerbirliği takımının en önemli kozlarından Hurşut Meriç Ankara’dan ayrılan isimler oldu.
Takıma dahil olan isimler ise Sedat Bayrak, Nizamettin Çalışkan, Serkan Yanık gibi ligin tecrübeli oyuncuları; Mervan Çelik, Deniz Naki ve Uğur Çiftçi gibi genç yetenekler ile Süper Ligde 4. sezonuna hazırlanan Bogdan Stancu, Gosso ve Smiljanic gibi yabancı hamleleriydi. Gaziantepspor’la olan kiralık sözleşmesi sona eren Oktay Delibalta da bu sezon Gençlerbirliği forması giyecek bir diğer oyuncu oldu. Gelen – giden değerlendirmesi yaptığımızda terazinin gidenler tarafından yana ağır bastığını söylemek yanlış olmasa gerek…

Geçtiğimiz sezonu Fuat Çapa yönetiminde büyük takımlar karşısında alınan başarılı sonuçların haricinde, ligin en az mağlup olan takımlarından biri olmasına rağmen klasik beraberlik takımı diyebileceğimiz bir görüntüyle tamamladılar. Sezon içerisinde de bizde olduğu gibi hedef belirlemekte zorlandılar. UEFA kupasına gidiyoruz derken ligin sonunda az da olsa tedirginlik yaşadılar. Bu sezona ise yeni hocası ve sistemiyle üst sıraları zorlamak amacıyla giriyorlar…
Metin Diyadin yönetiminde sezona Çaykur Rizespor karşısında alınan mağlubiyet ve tat vermeyen saha içi performansıyla başlayan Gençlerbirliği, kendi evindeki 3-0’lık Akhisar galibiyeti ve göze hoş gelen futboluyla moral buldu. Her iki karşılaşmada da sahaya çıkan kadrolarda farklılıklar göze çarptı. Anlaşılan o ki hazırlık dönemlerinde Metin Diyadin kendisini tatmin edecek bir saha içi dizilişini tam olarak kurgulayabilmiş değil. Her zaman olduğu gibi kadro değerlendirmemize başlayalım…

Gençlerbirliği kalesini as kaleci olarak 3. sezonuna giren Ramazan Köse koruyor. Her geçen sezon tecrübesini artıran Ramazan yabancı sınırlamasını da göz önüne aldığımızda Gençlerbirliği için önemli bir kazanç. Zaman zaman hatalı goller yese de Ramazan’ın iyi bir kaleci olduğunu düşünenlerdenim. Yönetim de kaleci transferi düşünmeyerek kendisine ne kadar güvendiğini gösteriyor. Ramazan’ın gerisindeki isim Ferhat Kaplan. Özkan Karabulut’un Ankaraspor’a kiralanmasının ardından Ferhat takımın ikinci kaleci pozisyonuna geldi…
Savunmanın sağında her ne kadar kendi pozisyonu olmasa da Cem Can, Fuat Çapa’nın vazgeçemediği isimlerden birisi olmuştu. Gerisinde bekleyen isim ise Serkan Kurtuluş’tu. Cem Can’ın ayrılmasının ardından bu bölgeye şahsen Karabükspor’a gelmesini çok istediğim ve bunu sık sık da dile getirdiğim Serkan Yanık transferi gerçekleşti. Serkan hem savunmada hem hücumda belli çizgisi olan, mücadeleci bir oyuncu. Ayrıca zaman zaman savunmanın göbeğinde, ihtiyaç halinde ise sol bekte bile görev alabilecek bir isim. Geride kalan haftalarda da gördüğümüz üzere Serkan Yanık bu bölgede Metin Diyadin’in ilk alternatifi olacak. Adaşı Serkan Kurtuluş da geçtiğimiz sezon olduğu gibi yine şans bekleyecek Serkan Kurtuluş’un da takımın joker oyuncularından birisi olduğunu söylememiz gerek. O da savunmanın her hattında oynama kabiliyeti olan bir oyuncu…
Savunmanın soluna baktığımızda Süper Ligin adından söz ettiren ve geçen yılın en başarılı transferlerinden birisi olarak kabul edilen Dusko Tosic’i görüyoruz. Bu sezon da Tosic sol bekin daimi sahibi olacaktır fakat geriden gelen bir isim dikkat çekiyor. Hacettepe’den transfer edilen Uğur Çiftçi hem hazırlık dönemindeki performansı hem de geçtiğimiz hafta oynanan Akhisar karşılaşmasındaki oyunuyla bu sezon beklemediği kadar şans bulabileceğini gösterdi.
Aykut Demir’in Trabzonspor’a transferinin ardından Gençlerbirliği savunmasında derin bir boşluk oluşmuştu. Elde stoper olarak sadece Kulusic ve Ahmet Çalık kalmıştı. Bu eksikliği gidermek adına geçtiğimiz sezonu Elazığspor’da tamamlayan Sedat Bayrak kadroya dahil edildi. Sedat’ın Aykut’un boşluğunu gidermesini beklemek fazla iyimserlik olsa da tecrübesiyle takımına katkı vermeye çalışacak. Çaykur Rizespor karşılaşmasında Sedat – Kulusic olarak oluşturulan savunmanın göbeği, Akhisar karşısında Ahmet – Tosic olarak yer aldı. Bu bölgede Metin Diyadin’in hala arayış içerisinde olduğu görülüyor. Savunmadaki diğer isimler gurbetçi oyuncu Ferhat Görgülü ve yukarıda da bahsettiğimiz gibi Serkan Kurtuluş ve Serkan Yanık. Bu hafta cezası dolan Kulusic’in yeri garanti fakat partneri kim olur söylemek zor…

Orta sahada gereğinden fazla yoğunluk olduğunu söyleyebiliriz. Bu bölgede Özgür İleri, Radosav Petrovic ve Doğa Kaya gibi oyuncular yer alırken; Gosso, Smiljanic ve Nizamettin hamleleri geldi. Bu oyuncuların özelliklerini göz önüne aldığımızda benzer niteliklerde olduklarını görüyoruz. Takımdan ayrılan Azofeifa’nın yerinin Gosso ile doldurulmak istendiği söylenebilir ama bunu ne kadar karşılar soru işareti. Yeni transferlerden Smiljanic ve Nizamettin de savunmaya yatkın isimler. Sırp oyuncu Smiljanic takımdaki Tomiç, Tosiç, Kulusic, Petrovic ve Lekic’in ardından transfer edilen bir diğer Sırp oyuncu oldu. Smiljanic hayal kırıklığı ile sonuçlanan İspanya macerasının ardından Partizan’da yaşadığı şampiyonluklar ile tekrar kendine gelmişti. İkinci yurt dışı deneyimini Gençlerbirliği ile yaşayacak oyuncunun performansı merak ediliyor. Nizamettin’in ise benim beğendiğim oyunculardan olmadığını söylemem gerek. Hem Manisa hem de Ordu’da gösterdiği performans da bu düşüncemi doğruluyor. Oyuncu ne hikmetse yine süper ligde tutundu. Görünen o ki Metin Diyadin tarafından da tutulan bir isim. Akhisar karşısında etkili bir oyun ortaya koysa da bunu genele yayacağını sanmayanlardanım.

 Görüldüğü gibi Gençlerbirliği orta sahasında oldukça kalabalık bir oyuncu listesi var. Geride kalan haftalarda bu bölgede yeri değişmeyen ve her iki maçta da yer alan isim Gosso olmuştu. Bu hafta iyi oyununun mükafatını alacağını tahmin ettiğim Nizamettin ve Gosso ikilisi Karabük deplasmanında savunmanın önündeki ikiliyi oluşuracaklardır…

Azofeifa’nın ayrılmasının ardından tam anlamıyla 4-2-3-1 dizilişini benimseyen Gençlerbirliği’nde forvetin arkasında yer alan 3’lü ligin ilk haftasında Mervan-Tomic-Jimmy olurken, Akhisar karşısında Jimmy-Oktay-Stancu şeklinde olmuştu. Hücuma çıkışlarda ise Stancu’nun forveti ikilediği bir oyun anlayışı hakimdi. Gençlerbirliği takımı yukarıda da bahsettiğimiz gibi orta sahada kreatif oyuncu eksikliği yaşadığı için en önemli hücum varyasyonu hızlı ataklara dayalı. Bunu da kanatlardaki etkili oyuncuları ile yapma eyilimindeler. En azından geçen sezon bu anlayışla sahada yer alıyorlardı. İstatistiklere baktığımızda da bunu net olarak görebiliyoruz. Geçen sezon ligin en az pas yapan takımlarından birisi olmuştu Gençlerbirliği. Eldeki malzemeye baktığımızda da bu anlayışın değişeceğini sanmıyorum…

Saydığımız oyuncuların hemen hemen tamamı forvet arkasındaki her bölgede oynayabiliyor. Gerek maç maç, gerekse maç içerisinde bu değişkenliği görmek mümkün. Örneğin Jimmy Durmaz geçen sezon genelde sol kanatta yer alırken bu sezon O’nu sıklıkla sağ kanatta izleyebiliriz. Keza devre arasında takıma dahil olan ve Hurşut’un yokluğunda sağ kanatta izlediğimiz Tomiç’i de bu sezon forvetin arkasında göreceğiz. Oktay Delibalta, Mervan Çelik ve Ermin Zec’i, hatta Akhisar karşısında olduğu gibi Stancu’yu dahi bu şekilde değerlendirmek mümkün. Toparlayacak olursak Gençlerbirliği takımında dananın kuyruğu bu bölgede kopuyor…

Gençlerbirliği forvet hattı geçen sezonun ilk yarısında Lekiç ve Ekigho ile ne yapsa olmamış yok denecek bir katkı almıştı. Devre arasında kiralanan Vleminckx lige rüzgar gibi bir giriş yapınca adeta sen nerelerdeydin dedirtiyordu. Bunu da Ekigho – Lekiç ikilisinin 17 maçta yapamadığını yapıp, henüz ilk maçında 4 gol birden atarak gösteriyordu. Sezonu da 9 golle tamamlayıp azımsanmayacak bir katkı verdi. Sezon sonunda oyuncunun bonservisinin alındığı söylense de İlhan Cavcav inadını tutturunca Vleminckx Erciyes’in yolunu tuttu. Bu gelişmeler üzerine sezon başı Lekiç ve Ekigho ikilisinden hayır gelmeyeceğini anlayan Gençlerbirliği yönetimi yeni arayışlara yöneldi. Orduspor tarafından hatırı sayılır bir meblağ karşılığında transfer edilen Bogdan Stancu’yu kimin transfer edeceği merak edilirken, Gençlerbirliği makul bir ücret karşılığında oyuncuyu renklerine bağladı. Orduspor ile geride bıraktığı 2 sezona 10’ar gol sığdıran Stancu tercih edilebilir bir isimdi. Ancak Vleminckx sonrası beklentiler doğal olarak yükselmişti. Stancu’nun sezon içerisinde belli bir gol adedine ulaşması mümkün ancak aranan isim olup olmadığı konusunda şüpheler var. Hücumda tek kaldığında sıkıntılar yaşayabiliyor.
Forvette görev alan bir diğer isim ise Boşnak oyuncu Ermin Zec. Geçen sezon çoğunlukla sol kanatta izlemiştik Zec’i. Bu sezon ise daha çok ileri uçta görebiliriz. Fakat deplasman ve iç saha maçlarına göre bu durum değişebilir. Energie Cottbus’tan transfer edilen gurbetçi oyuncu Deniz Naki ise kendisini göstermeye çalışacak...

Karabükspor’a dönecek olursak; Oynanan her iki maçta da izlediğimiz Karabükspor bizlere ilerisi için fazlasıyla umut verdi. Elazığspor karşılaşmasında yenilen 2 gole rağmen oyun kurgusundaki ısrar ve oyuncuların performansında dalgalanmaların olmaması bizleri sevindiren unsurlardı. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Karabükspor’un belli bir oyun planı var ve bunu sezon boyunca sürdürme çabasında olacak. Tam olarak taşların yerine oturması için ise birkaç haftaya daha ihtiyaç olduğu görülüyor. Bu süreci kısaltmak da tabii ki Tolunay Kafkas’ın elinde. Yalnız bunu yaparken hatalarını da görmesi gerekiyor. Özellikle her iki maçta da savunmanın solunda Uğur’da ısrar etmesininin mantıklı bir açıklaması olması gerek. Hücumda sıfır üretkenliği olan Uğur’un savunmada da güven veren bir yapısı olmadığı ortada. Elimizde bulunan 3 sol bek daha varken Uğur ısrarının devam etmesi durumunda ilerleyen haftalarda canımız daha çok yanabilir. En azından Emre ve İshak’tan birinin değerlendirilmesi gerekiyor.
Hücumda ise yine haklı çıktığımızı görmekten maalesef huzursuzuz. Bu takımın sağ açığı olmadığını defalarca tekrarladık. İlhan Parlak’la bu eksikliği gidermek olsa olsa zoraki durumlarda tercih edilmesi gereken bir durum olmalı. Sol kanatta da Ahmet İlhan’ın bal yapmayan arı görüntüsü ve eksik yönlerini gidermeye çalışmamasıyla hücum seçenekleri kısıtlı bir hal alıyor. Neyse ki hafta arasında yapılan Pedersen takviyesi ile bu sorun büyük ölçüde giderildi. Uyum sorununu aştığı takdirde hem kanatlardaki bu eksiklik giderilmiş olacak hem de takım içinde LuaLua’nın oyun dilinden anlayacak birisi olacak. Ayrıca cepheden kullanılacak duran toplarda Cernat sonrası ilk kez önemli bir isim kadroda olacak. Aylardır beklenen santrafor takviyesi de sonuçlandığı takdirde Karabük taraftarı rahat bir nefes alacak.

Kısa başlıklar halinde toparlamamız gerekirse ;
# Elazığspor karşısında yaptığımız hataları tekrarlamamız halinde bundan faydalanacak isimler Gençlerbirliği takımında fazlasıyla mevcut. Dolayısıyla bu maçta da çizgi elemanlarına fazlaca iş düşüyor. Ahmet İlhan ve İlhan Parlak’ın beklere yardımı kritik önemde.
# Jimmy ve Tosic gibi duran topları etkili kullanan isimlere sahipler. Özellikle her iki oyuncunun kesme olarak kullandığı ortalar tehlike yaratıyor. Zira Gençlerbirliği takımı geçtiğimiz sezon bu tip pozisyonlardan bir çok gol buldu.
# Yukarıda da bahsettiğimiz gibi duran toplar oldukça etkili. Oynaması halinde Kulusic, Ahmet, Özgür ve Sedat gibi hava hakimiyeti oyuncular bulunuyor. Özellikle Ahmet’in timingi  çok iyi. Bunu geçtiğimiz sezonki Fenerbahçe karşılaşmasından da hatırlayabiliriz. Ayrıca hazırlık maçlarında da bunu net şekilde gösterdi.
# Ermin Zec ve Stancu gibi savunma arasına sızabilen oyunculara sahipler. Mabiala ve Puygrenier savunmayı oldukça önde başlatıyor. Keza top kayıplarında da bu ikili ağır kalıyor. Mutlaka dikkat edilmeli.
# Sorunlu bölgeleri olarak savunmanın göbeği diyebiliriz Gençlerbirliği için. Rizespor’lu Sercan Kaya’nın attığı golü hatırlarsak savunma arasına atılacak toplarda etkili olunabilir.
# Gökhan Ünal’ın yükselen formu devam ediyor. Gökhan’dan maksimum verim almak için kanatları verimli kullanmak gerekiyor. Duran toplarda etkili olan Gençlerbirliği savunması hareketli pozisyonlarda sıkıntı yaşayabiliyor.

Milli maç arasına girmeden önce alınacak bir galibiyet moral kaynağı olacaktır… Taraftarımızın önünde, göze hoş gelen, coşkulu ve 3 puan ile sonuçlanan bir oyun temennimiz...
                                                                 
 
   




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder