27 Aralık 2012 Perşembe

İlk yarıyı geride bırakırken ; Karabükspor


17 hafta boyunca hem maç önü, hem de maç sonralarında Karabükspor maçları hakkında değerlendirmeler yapmaya çalışmıştık..Geride bıraktığımız ilk yarıdan akılda kalanlara bir göz atalım.

Sezona Türkiye ligini tanıyan ve Alman disiplini uygulaması beklenen Michael Skibbe yönetiminde girilmişi. Herkes yapılan bu tercih dolayısıyla olumlu düşüncelere sahipti. Takımın özellikle lige cıktığından beri yaşadığı defansif sıkıntıyı halletmesini bekliyorduk. Geçtigimiz yılın kadrosu tamamen korunmuş, bu kadroya ilave olarak özellikle kaliteli yerli isimler transfer edilmişti. Hedef olarak ise ligi rahat bir konumda tamamlamak ve ligde kalıcı olmak olarak belirlenmişti.

Sezona iç sahadaki Trabzonspor maçıyla start veren Karabükspor' da Skibbe' nin sahaya sürdüğü enteresan kadro hepimizde şaşkınlık yaratıyordu.. Zaten o kadroyu ilk yarının sonuna dek bir daha göremeyecektik. Bu maçta ortaya koyulan kötü performans ilerisi için ümit vermemekle birlikte alınan beraberlik bizlere avuntu kaynağı olmuştu.

İkincı hafta Kasımpaşa deplasmanına giden Karabükspor' da ilk maçta yapılan tercihler bir nebze olsun düzelmişti. 90 dakika boyunca pozisyon olarak sıkıntı çektiğimiz karşılaşmada sonucu biraz şans, biraz da  beceriklilik belirledi. Galip gelebileceğimiz bir maçtan puansız olarak dönüyorduk.

Üçüncü hafta Necmettin Şeyhoğlu' na Beşiktaş karşısında kendimize güvenerek çıktık. Bu güvenimizin sebebi çok uzun süreden beri iç sahada gösterdiğimiz performansımızdı. Özellikle geçtiğimiz sezon iç sahada gösterilen direnç ve alınan seri galibiyetlerle lige tutunmuştuk. Fakat ilk 15 dakikada yediğimiz goller takımı tamamen oyun disiplininden koparırken sezonun en kötü futbolunu sergiledik. Bunun sonucunda da farklı mağlubiyet kaçınılmaz oluyordu.

Beşiktaş karşısında alınan farklı mağlubiyetin moral bozukluğuyla Bursa deplasmanına gidiyorduk. Beşiktaş maçındaki kötü futbolun cezası Cernat ve Shelton gibi isimelere kesilmiş, kendilerini yedek kulübesinde bulmuşlardı. Maça golle başlayan Karabükspor ilk yarının sonlarına doğru gelen savunma ve kaleci hatalarından gelen gollere engel olamıyordu. İkinci yarıda da çorap söküğü gibi gelen pozisyonların sonucunda gelen gollerle yine farklı bir mağlubiyet alıyorduk.

Beşinci hafta rakip, Galatasaray karşısında kendi sahasında bozguna uğramış Antalyaspor' du. 90 dakika boyunca her iki takımda pozisyon anlamında sıkıntı çekerken. Maçı daha fazla isteyen taraf olan Karabükspor maçın son dakikasında Ahmet İlhan' ın ayağından gelen golle ilk 3 puanına ulaşıyordu. 80. dakikada başlayan protestolar bu galibiyetin ardından yaşanacak süreci uzatıyordu.

Altıncı haftada ligin yeni ekiplerinden Akhisar Belediyespor' a konuk olduk. Maça yine çok ta iyi başlanamamış, kalemizde.pozisyonlar vermiştik. İlk yarının sonlarına dogru Florin Cernat' ın uzaktan attığı klas golle soyunma odasına önde gidildi. İkinci yarıda bu sezonun ilk kez öne geçmenin verdiği özgüvenle çıkan Karabükspor sezonun en iyi futbolunu sergiliyordu. İkinci yarıyla birlikte gelen goller sonucu ilk kez rahat bir maç izlemenin keyfine varıyorduk. Üstüste gelen 2 galibiyetle nihayet işlerin yoluna girdiği fikrine varıyorduk.

Yedinci haftada rakip, Galatasaray' ı kendi evinde mağlup ederek ligin tek namağlup takımı olan Orduspor' du. İstim üstündeki takım Karabük' e de galibiyet parolasıyla gelmişti. Biz de iyi bir seri yakalamış ve bunu devam ettirmek istiyorduk. Henüz 5. dakikada Shelton' la öne geçince istediğimiz ortamda oluşmuş oluyordu. Fakat bu pozisyonları bulamıyor, Ordu' nun hücum silahlarını durduramıyorduk. Stancu ile beraberlik golünü bulan konuk takım belki de galibiyeti kaçıran taraf oluyordu. Bize de alınan 1 puanla yenilmemezlik adında istikrarımızı sürdürmemiz teselli oluyordu.

Eskişehir deplasmanına gidilirken takımın 3 haftadır aldığı sonuçların verdiği özgüven vardı. Bursaspor maçında olduğu gibi maça golle başladık. Geçtiğimiz sezon olduğu gibi bu sezon da Eskişehir' den galibiyet çıkaracağımıza olan inancımız artmıştı. Fakat peşi sıra gelen kopyala yapıştır gollerle soyunma odasına geride girdik.  İkinci yarıda durum değişmiyor, rakip elindeki bütün oyunculardan faydalanıyordu. Alınan 5-2 lik skor Skibbe' nin koltuğunun iyice sallanmasına sebep oluyordu.

Ligin iyi futbol oynayan takımlarından birisi olan ve puan sıralamasında üst sıralarda yer alan Gençlerbirliği karşısında hedef mutlak galibiyetti. Beraberlik dahi başarısızlık olarak görülecekti. Maçın başından sonuna kadar Karabükspor' un insiyatifinde geçen karşılaşmada rakip kalede yakaladığımız pozisyonlarda kaleci Ramazan' ı geçemedik. Dediğimiz gibi beraberliğin dahi başarısızlık olarak görüldüğü bu maçtan alınan 0-0 lık skor Skibbe' de herhangi bir tedirginliğe yol açmamış olacak ki maç sonunda hala defansif anlamda mesafe kat ettiğimizden bahsediyordu. Oyuncuların ortaya koyduğu mücadele gelen tepkileri azaltıyordu.

Onuncu hafta rakibimiz teknik adam değişikliğine giden ve kendi sahasında galibiyetle tanışma hedefinde olan Kayserispor' du. Maçın hemen başlarında her zaman olduğu gibi defans hatasından golü kalemizde görüyor, verdiğimiz birbirinden mutlak gol pozisyonlarının sonuca ulaşmaması yanımıza kar kalıyordu. Savunmada bu kadar pozisyon verirken, hücumdaki silik görüntümüz bizi düşüncelere sevkediyordu. Bu kadar kolay teslim olan bir takıma dönüşmemize yönetimde kayıtsız kalmıyor ve Skibbe' yle yollar ayrılıyordu.


Teknik direktör arayışlarına hemen başlanmış, bu durumda olan takımlar için kurtuluş reçetesi her zaman olduğu gibi yerli teknik adamlarda aranmıştı. Metin Diyadin ismi sıklıkla telafuz edilirken, yapılan Mesut Bakkal tercihi şaşkınlık yaratmıştı. Bizlerde her ne kadar tereddütlü bir seçim olarak görülse de bu tercihe olumlu yönlerden bakmaya çalışmıştık.

Mesut Bakkal' ın yaptığı ilk iş sezon başında yönetimin yaptığı teklifi kabul etmeyerek A2' ye gönderilen Deumi ve Güven Varol gibi oryuncuları yeniden A takıma kazandırmak oldu. Takımda bulunan bir çok eski oyuncusunun da yardımıyla bütünlük sağlamaya çalışmıştı.Yapılan değişikliğin ardından ilk karşılaşma İstanbul Büyükşehir Belediyespor' a karşıydı. Teknik direktör değişimiyle birlikte gelen hareketlilik tribünlere de yansımıştı.
Maça yenilen golle başlasakta toparlanan takım, rakip kalede etkili oluyor, bunu sonucunda kazanılan penaltı ile eşitliği sağlıyordu. İkinci yarıda yapılan değişiklikler takıma olumlu yansıyor gelen gollerle galibiyete uzanılıyordu. Uzun süre sonra gelen bu galibiyetle birlikte camiada geçtiğimiz sezonu hatırlan bir bütünleşmeye sebep oluyordu.

Sıradaki rakip ligin zirvesinde bulunan Galatasaray' dı. Sezon başından beri kendi sahasında oynadığı maçlarda 5 galibiyet ve 1 beraberlikle oldukça iyi bir performans gösteren Galatasaray karşısında beklentimiz, takımın geçtiğimiz maçlarda gösterdiği kırılmaları sergilememesi ve mücadele anlamında bizlere ışık vermesiydi. Büyük takımlara karşı nasıl oynaması gerektiği gibi oynayan takım 90 dakika boyunca her hattıyla kusursuza yakın bir performans gösteriyor, aldığı  3-1 lik skorla  Mesut Bakkal' ın maç öncesi bahsettiği gibi Türkiye' nin gündemine oturmayı başarıyordu.

Alınan bu galibiyetle birlikte tüm takımda sezon başından beri yaşanan sıkıntıların patlaması olarak müthiş bir sevinç yaşanıyordu. Düşecek takımlar arasında gösterilen Karabükspor' un bu ligde adından daha çok söz ettireceğinin sinyalini veriyordu.
Galatasaray deplasmanında alınan müthiş galibiyetin ardından Mersin deplasmanında da hedef galibiyetti. Sonuçta rakip ligin dibinden kurtulma mücadelesi veren ve bu mücadelede en büyük rakiplerimizden birisiydi. Bu maçta alınacak galibiyet halinde puan farkı 9 olacak ve rakipte bir çok kopmalar meydana gelecekti. Karşılaşmaya geçtiğimiz haftadaki mücadeleye zıt bir şekilde tutuk başladık. Rakipte içinde bulunduğu durum sebebiyle tedirginlik yaşıyordu. Orta saha mücadelesi şeklinde geçen ilk yarının ardından galibiyete bizden daha fazla ihtiyacı olan Mersin İdman Yurdu daha atak başlıyor, bunun sonucunda da hakemin kötü değerlendirmesi ve İshak' ın da buna çanak tutmasıyla birlikte geriye düşerken 1 kişide eksik kalıyorduk. Buna rağmen Ahmet İlhan' ın müthiş deparı ve İlhan Parlak' ın bitirişiyle beraberliği yakalıyorduk. Bu gol bizde 10 kişi kalmamıza rağmen galibiyet aacağımız olan inancımızı arttırmıştı. Fakat Mesut Bakkal' ın skoru korumaya yönelik hamleleri, yine hakemin uydurma bir duran top kararı sonucunda gelen golle ters tepiyordu. Rahat bir şekilde galip geleceğimiz bir maçta 3 puanı hediye etmekle kalmayıp rakibi kendimize bir adım daha yaklaştırıyorduk.

İki haftalık deplasman serisinin ardından sıradaki rakip yine alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren ve teknik adam değişikliği ile birlikte ivme kazanan Elazığspor' du. Mersin karşısında olduğu gibi bu maçta da aynı strateji ile karşı karşıyaydık. Alınabilecek bir galibiyet rakiple aramızı oldukça açacakken, alınabilecek bir mağlubiyetle de kendimize yaklaştıracaktık. Aslına bakılırsa kimsenin bu maçtan mağlubiyet alacağına dair şüphesi yoktu. Rakipte sakatlıklar ve cezalılardan sebep zorunlu rotasyona gitmiş, kenadaki oyuncularından kadro oluşturmak zorunda kalmıştı. Bu maçta hücum anlamındaki eksikliğimiz dikkat çekmiş, ayağımıza kadar gelen fırsatları bir türlü değerlendirememiştik. Rakip yakaladığı tek pozisyonu gole çeviriyor bize de şok bir mağlubiyet yaşatıyordu.

Mesut Bakkal' ın göreve gelmesiyle birlikte alınan 2 galibiyet ilerisi için bizi oldukça ümitlendirirken, peşi sıra gelen beklenmedik mağlubiyetler takımda moralleri oldukça bozmuştu. Bu moral bozukluğu ile gidilen Gaziantep deplasmanında hedef en azından 1 puandı. İlk dakikalarda bu sezon pek rastlamadığımız şekilde duran topta kafayla bulduğumuz gol sonucu oyunun gidişatı tamamen lehimize gelişti. İkinci golünde gelmesiyle birlikte oyunu istediğimiz gibi yönlendirdik ve kalemizde pozisyon vermeden çok değerli bir 3 puanı hanemize yazdırdık.

Sivasspor karşılaşması mücadele edeceğimiz kulvara karar vermemiz açısından önem taşıyordu. Ligdeki takımların puan sıralamasındaki yakınlıkları bir galibiyetle bile bir kaç basamak yükseldikleri görülüyordu. Sivasspor' a karşı alınacak galibiyetle üst sıralara tırmanma adına önemli bir adım atılmış olacaktı. Maça sezon başından beri ilk defa bu kadar agresif başamıştık. Bu agresifliğin ödülünü de erken golle aldık. Golün ardından öyle pozisyonlar kaçtı ki, akıl alır gibi değildi. Farklı bitirebileceğimiz bir maçı az kalsın son dakikalarda heba ediyorduk. Neyse ki alınan 3 puanla birlikte derin bir nefes aldık.

Sivasspor karşısında alınan galibiyetin sevinci yaşanırken, Florin Cernat, Mehmet Yıldız, Muhammet Özdin, Sanel Jahic ve Bilal Kısa' nın transfer görüşmesi için izin verildiği şeklinde yapılan açıklama taraftarlar arasında şok etkisi yapıyordu. Mesut Bakkal göreve gelir gelmez bu tarz bir açıklama yapmıştı yapmasına ama bu kadar sert bir karar kimsenin beklemediği bir şeydi. Hele ki Cernat gibi taraftarın çok sevdiği bir oyuncunun bu şekilde takımdan ayrılması eleştirilere yol açıyordu.

Yaşanan bu gelişmelerin Fenerbahçe karşılaşması öncesi yaşanması medyada da yer bulmuş, yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermişti. İlk yarının son haftasında süper ligin belki de en zor deplasmanı sayılan ve yaklaşık 2.5 yılda kendi evinde tek mağlubiyeti bulunan Fenerbahçe' ye konuk oluyorduk. Hedef puan olan 20 puan barajını aşmış, Fenerbahçe karşısına alabileceğimiz 1 puanın hesabıyla çıkıyorduk. Maçın başından itibaren sahaya karakterlerini koyan oyuncular öyle bir oyun ortaya koydu ki , bir Anadolu takımının böyle bir deplasmanda nasıl oynaması gerektiği dersini verdi. 90 dakika boyunca oyundan kopmayan, mücadele eden, rakibin zaaflarını iyi çözmüş ve bunları harfiyen yerine getiren bir takımla karşı karşıya kalmıştık. Skor tabelasında gösteren ise İstanbul' un Avrupa yakasındakiyle aynıydı.

Görüldüğü üzere ilk yarıda Karabükspor' u Skibbe dönemi ve Musut Bakkal dönemi olarak performans anlamında iki bölüme ayırabiliriz. Skibbe döneminde hücumda kısır, pozisyon bulmakta güçlük çeken, aynı zamanda savunma anlamında inanılmaz kademe hataları yapan ve golü yedikten sonra çok çabuk kırılmalar yaşayan ve oyundan kopan bir takımken ; Mesut Bakkal' ın göreve gelmesiyle birlikte takım halinde oynamaya çalışan, alanı daraltan, hem hücumda, özellikle savunmada !, gösterdiği enerjiyle oyuna hükmeden bir takıma dönüşünü izledik. Bunun sebeplerini teknik-taktikten öte, oyuncusuyla bire bir iletişimde başarı sağlayan Mesut Bakkal' ın başardığını altını çizerek belirtmemiz gerekiyor. Bunu söylerken özellikle deplasmanlarda rakibi analizdeki başarısını da göz ardı etmemeliyiz.

Karabükspor' da  özellikle son haftalarda gösterdiği performansla herkesin dilinde olan LuaLua, attığı gollerle kendisinden beklenenden daha fazla katkı yapan İlhan Parlak, sezon başında A2' ye gönderilmesine rağmen profesyonellikten ödün vermeden çalışan ve takıma gelir gelmez kendisine yer bulan ve müthiş performans sergileyen Armand Deumi, sezon başında yeteri kadar şans bulamamasına rağmen sonradan takıma muazzam katkı veren Ahmet İlhan ilk yarıda en fazla dikkat çeken isimler oldu.

Kısacası kötü başladığımız ilk yarıyı, belki de tahmin edemeyeceğimiz kadar iyi bitirdik. İkinci yarı başlamadan önce takımın ihtiyaçlarını masaya yatırıp, gerekli yerlere takviyelerin yapılmasını bekliyor, ikinci yarıda da kendisinden söz ettiren ve oyununu kabul ettiren bir Karabükspor görmeyi diliyoruz...



23 Aralık 2012 Pazar

Fenerbahçe : 1 Karabükspor : 3



Erken düşmüştüm stad yoluna. Vaktin erken olduğundan sebep, hem zaman geçirme, hemde hafiften demlenme maksadıyla eski kulağı kesiklerin takıldığı bir meyhaneye dalıverdim. Muhabbet derin olmalı ki biraz fazla oyalanmışım. Maçın başlamasına sayılı dakikalar kala atabildim kendimi stada.

Aslında çokta beklenti içinde olduğumuz söylenemezdi maç öncesi takımdan. İlk yarının bu son maçına çıkarken takım hedef puanı tutturmuş, bu maça birazda kendisini gösterme maksadıyla çıkmıştı. Alınabilecek puanlar da tatil öncesi ceplerde bol miktarda moral demekti.

Rakip ise geçtiğimiz hafta yaşanan derbi mağlubiyetinin moral bozukluğu yetmezmiş gibi, bir de oyuncuları Meireles için açıklanan 12 maçlık ceza için öte beri koşturmakla uğraşmışlardı. Tüm bu olanları hesap ettiğimizde Fenerbahçe için oldukça gergin bir maç beklentisindeydim.

Karabükspor için kabus gibi geçen iki sezonluk deplasman performansının ardından, bu sezon yapılan transferlerinde etkisiyle tamamen kontra atağa dayalı bir takım haline bürünmüştü. Son haftalardaki galibiyetlerde bunu doğruluyordu. Bu maçta da ilk golü bulmamız halinde rakip için stresli bizim için de keyifli dakikalar başlıyor demekti.

Sivasspor maçının karavanacısı İlhan Parlak mesaiye yine erken başlamıştı. Kaçırdığı iki pozisyonun ardından LuaLua' nın hokuspokuslu ikramını köşeye bırakıyor ve bizim için şenlikli dakikalar başlıyordu. Maça çok iyi başlamıştık ama Fenerbahçe' li oyuncuların kafaları başka yerlerde oldukları da açıkça belliydi. Bir hafta boyunca yaşanan gelişmeler maça olan konsantrelerini alıp götürmüştü. E karşılarında da iki top yapan takım olunca debelenmeden öteye gidemez oldular.. İkinci yarının sonlarına doğru LuaLua ikinci golü de atınca bize de ikinci yarıyı keyifle izlemek düştü.

İkinci yarı başlarken Aykut Kocaman' ın orta sahadaki değişiklikleri LuaLua' ya gösteri imkanı sundu desek yeridir. Karşısında genç Salih' i bulan Kongo' lu bir sağa bir sola raks ederken , tek eksiği olan golünün ardından taklalarını atarken bizde tribünden O' na eşlik ediyorduk. Kuyt' un güzel golü sadece skoru belirlerken yine gururlu bir akşamı yaşamak bize düşüyordu. Maçın ardından ise herkes aynı soruyu soruyordu...

Naaptınız olum siz?






21 Aralık 2012 Cuma

STSL 17. Hafta Fenerbahçe - Karabükspor


İlk yarının son maçına çıkıyoruz. Son haftalarda alınan sonuçlar ve oynanan futbolun yanısıra takımın yakaladığı özgüven ve havayla birlikte bizimde keyfimiz yerine gelmişti. Fakat dün akşam gelen ayrılık haberleri taraftarın oldukça moralini bozdu.

Bu hafta karşılaşacağımız rakibimiz kendi sahasında oynadığı son 55 maçta sadece 1 mağlubiyet alan Fenerbahçe. İç sahada Türkiye' nin en başarılı takımı olan Fenerbahçe karşısında çok zorlu bir karşılaşmaya çıkacağız.

Fenerbahçe' nin kalesinde sakatlık yaşadığı durumlar hariç, milli takımında kalesini koruyan Volkan Demirel yer alıyor. Volkan ülke futbolunun yetiştirdiği en iyi kalecilerden birisi durumunda ve Fenerbahçe' nin 9 yıldır değişmeyen oyuncularının başında geliyor. Karşı karşıya pozisyonlarda çok etkili olduğununu bildiğimiz Volkan' ın cüssesiyle ters orantılı olarak reflekslerinde oldukça hızlı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bazı maçlarda konsantrasyon kaybından dolayı hatalı goller yiyebiliyor. Ayrıca duran toplarda da bu sezon başarılı olduğu söylenemez. Sakatlık gibi durumlarda kaleyi Mert koruyor. Her ne kadar sezon başında Volkan' ın yaşadığı sakatlık döneminde talihsiz goller yesede Fenerbahçe gibi bir takımın kalesinde güven veriyor. Hafta içi oynanan kupa maçında kurtardığı penaltı ile de güven tazeledi.

Savunmanın sağında yine Türkiye' nin belkide en iyisi diyebileceğimiz Gökhan Gönül forma giyiyor. Gökhan için şu anki performansı sorun teşkil etmediği söylenebilir fakat limitinin çok yüksek olduğunu daha önceleri kanıtladığı için yetersiz görünüyor. Özellikle geçtiğimiz sezondan beri performansında düşüş yaşadığını kendiside kabul ediyor.

Sol bekte Fenerbahçe formasıyla geçtiğimiz sezon oldukça verimli bir sezon geçiren Reto Ziegler' in ardından performansı merakla beklenen Hasan Ali Kaldırım yer alıyor. Aykut Kocaman' ın lig, kupa, Avrupa, dostluk, arkadaşlık hangi maç oynanırsa oynansın sahaya sürdüğü bir oyuncu. Sezon başından beri bütün maçlarda forma giydi. Son haftalarda hücuma da katkı yapan Hasan Ali geçen hafta oynanan derbi maçta süper lig kariyerindeki ilk golüne imza atmıştı. Savunmada ise zaman zaman kademe hatası yaptığını belirtelim..

Sezon başında savunmada tahmin edilen ikili Yobo- Egemen' di. Fakat Egemen' in yaşadığı sakatlıkların yanısıra Bekir' in gösterdiği performans kendisine ilk 11 kapılarını açtı. Yobo' nun risksiz futbolu ve toparlayıcı rolünü, Bekir' in ise hücuma çıkışlarda topu çıkaran oyuncu olduğunu görüyoruz. Defans hattı sabit kalan Fenerbahçe' de Bekir Yobo ikilisi genelde çakılı oynuyor ve duran toplar haricinde ileri çıkmıyor. Duran top demişken Bekir her ne kadar geçtiğimiz hafta yanlış adres seçse de oldukça etkili bir isim. Hem ligde hem Avrupa maçlarında bu özelliğini sıkça avantaja çevirdi.

Orta ikilide Mehmet Topal ve Meireles ikilisiyle yer alan Fenerbahçe, derbide her iki oyuncuyuda kaybetti. Sarı kart ceza sınırında bulunan Mehmet Topal gördüğü sarı kartla cezalı duruma düştü. Kırmızı kart gören Meireles' in ise maç devam ederken kart cezasını kupa maçında çekeceğini düşünmüştük fakat hakemin hazırladığı raporda yer alanlar sebebiyle rekor bir ceza aldı ve Karabükspor karşısında O' da forma giyemeyecek. Bu oyuncuların yerlerinde forma giymesi beklenen isimler Selçuk Şahin- Cristian veya Salih Uçan ikilisi olacaktır. Sivasspor' a karşı oynanan kupa maçında iyi bir performans sergileyen Salih Uçan' ın forma beklentisi olsa da süper ligin ciddiyeti açısından Aykut Kocaman' ın bu tercihi yapma ihtimalini düşük görüyorum.
Bu oyuncuların önünde genelde Cristian forma giyiyor fakat cezalı oyuncular sebebiyle dizilişteki değişikliklerden sebep, son haftalarda yavaş yavaş kendisini bulan Sezer' in oynayacağını söyleyebiliriz.

İleri üçlüye baktığımızda sağ kanatta Kuyt' u görüyoruz. Fenerbahçe' nin sezon başından beri en istikrarlı isimlerinden birisi olan Kuyt, maç içerisinde gösterdiği mücade ile de taraftarın en güvendiği isimlerden birisi konumunda. İstatistikleride bunu kanıtlıyor zaten. Fakat Kuyt' da Galatasaray maçının son dakikalarında yaşadığı sakatlık sebebiyle Karabükspor' a karşı forma giyemeyecek. Bu oyuncunun yerine Krasic' in forma giymesi bekleniyor. CSKA günlerinden hatırladığımız fuleli oyun tarzı ve patlayıcılığından zaman zaman esintiler sunsa da eski görüntüsünden çok uzakta. Kendisinden beklentiler çok yüksek ve eksikliklerin olduğu bu zamanda kendisini kanıtlamak isteyecektir.

Sol tarafta Fenerbahçe' nin sezon başından beri klasikleşen Kadıköy kadrosu ve deplasman kadrosu diye tabir edebileceğimiz dizilişi vardı. İç sahada maçlarında genelde Stoch ilk 11' de çıkar, zorluk derecesi olan deplasman karşılaşmalarında ise Aykut Kocaman' ın tercihi Caner Erkin olurdu. Fakat Avrupa liginde oynanan Mönchengladbach karşısında kendisini oyundan alan hocasına verdiği tepki ile kısa bir kriz yaşayan Stoch bu döngüyü kısmen bozdu. Geçtiğimiz sezonki muazzam formundan eser yok desek yeridir. Geçen sezonu 12 golle tamamlayan oyuncu bu sezon forma giydiği toplam 22 maçta skor üretemedi.

Forvette sezon başında kimileri tarafından gönderilmesi bile dile getirilen, sezon ortalarına doğru sakat olduğu iddia edilen  fakat bu iddialara cevap olurcasına müthiş bir seri yakalayan Moussa Sow forma giyiyor. Sow için saf golcü tabiri kullanırsak sanırım abartmış olmayız. Geçtiğimiz sezon fiziki dezavantajını tamamen üzerinden atmış durumda. Bu maçta da Fenerbahçe' nin en büyük gol kozu olacaktır..
Kenardan gelebilecek oyuncular arasında net kadroda olur diyebileceğimiz bir tek Mehmet Topuz bulunuyor. Diğer tercihler ise Semih Şentürk, Recep Niyaz ve Bienvenü diyebiliriz.

Maç içerisinde yaptığı baskı ile İBB karşısında olduğu gibi skor üretmeye çalışıyorlar fakat önceki yıllardan hatırladığımız skoru artırma çabası yerine golü bulduktan sonra oyunu rolantiye alıyorlar. Süper ligin en çok pas yapan takımı ve bu özelliklerini orta alanda yaptıkları için 3. bölgede çok başarılı oldukları söylenemez. Karabükspor Galatasaray karşısında yaptığı topu rakibe bırakan oyun tarzı ve sadece Selçuk' a yaptığı baskıyla başarılı sonuç alabilmişti. Fenerbahçe karşısında da bu baskıyı oyun planına göre Cristian veya Sezer' e yapacağını düşünüyorum.

Meireles' e verilen ceza sebebiyle Fenerbahçe camiasının oldukça gergin olduğunu söyleyebiliriz. Yarın oynanacak mücadelede de bu gerginliğin etkileri olacaktır. Bu durumun ne gibi avantaj veya dezavantajlar teşkil edeceğini maç içerisinde göreceğiz.

Karabükspor olarak topladığımız 21 puan ile alınabilecek puanları topladığımızı söyleyebiliriz. Oyuncular Fenerbahçe karşısında göstereceği mücadele ile yine kendilerinden bahsettirmek isteyecektir. İstanbul deplasmanlarında staddan izlediğim maçlarda genelde başarılı sonuçlar aldık. Bu hafta da maçı yerinde takip etmeye çalışacağım... Bakalım bu istikrar devam edecekmi....

10' lara veda ederken...

Türk futbolundan kopan 10' larmıydı sadece ?



20 Aralık 2012 Perşembe

Uğurlar Olsun....


Olmadı...
Yine başaramadık...
Profesyonelleşiyoruz derken yine yanlış anladık...
Dün akşam saatlerinde gelen gayriresmi haberle ne oluyor diye kendiimize sormadan edememiştik.. Maalesef haber yine farklı yerlerden gelmişti.  Florin Cernat, Mehmet Yıldız, Muhammet Özdin, Sanel Jahiç ve Bilal Kısa ile yollar ayrılmıştı. Tabii ki biz bu bilginin resmiyetini yine her zamanki gibi gece yarısı öğrendik...
Beklenmeyecek bir gelişme değildi sonuçta. İnceden kulağımıza gelen devre arası sürpriz isimlerin gidebileceği yönündeki iddialar da yok değildi. Ama usül bu değildi. Olmadı...
Özellikle taraftarın çok sevdiği bir isim olan kaptan Florin Cernat' ın sözleşmesi sezon sonu sona erecekti. Hiç değilse sezon sonuna kadar beklenebilirdi.

Çok büyük katkıları olan bu oyuncuların bundan sonraki futbol yaşantılarında başarı dilemekten başka bir şey gelmiyor elden. Yaptıkları katkılar azımsanacak gibi değil. Hepsinin haklarını helal etmesini umuyoruz. Bizden olan hakları sonuna kadar helal zaten...

17 Aralık 2012 Pazartesi

Karabükspor : 1 Sivasspor : 0



Gaziantepspor gibi bir deplasmandan pozisyon vermeden, attıklarından fazlasını kaçırmış olmasına rağmen net bir skorla dönen takım, Eskişehir deplasmanında 5 gol yiyince ister istemez bu takıma insan şüpheyle yaklaşıyor. Tamam kadroda bir takım değişiklikler yapılmıştı yapılmasına ama Galatasaray maçında tüm Türkiye' nin konuştuğu takımdan mutlak galibiyet beklenen Mersin ve Elazığ maçlarında 0 çeken takımda buydu sonuçta.

Sivas karşısında da her ne kadar iç sahada oynansa da sakatlıklarında can sıktığı bir zamanda, rakibin elindeki etkili isimleride hesaba katarsak çok zor bir maçın bizi beklediği biliniyordu.. Özellikle her ne kadar çok fazla eleştirilmesine rağmen sezon başından beri kendisini geliştirmesini bilen Erdem' in yokluğu o bölgede rakibin elindeki hücum silahlarını düşününce beni tedirgin ediyordu.

Maça geçtiğimiz sezonları hatırlatan şekilde baskılı başladık. Geçtiğimiz haftanın etkili isimlerinden birisi olan Juju' nun sağ kanattan yaptığı atakların sonucunda beklenen gol gelince kontra kimliğimize de dönmüş olduk.

İlk yarı boyunca farkı artırmamız gereken pozisyonlardan yararlanamayınca eşitlikle devreyi kapadık. İlk yarı boyunca maçın gidişatı açısından beni sevindiren unsurlardan birisi de kendi bölgesi olmamasına rağmen Hakan Söyler' in Grosicki karşısında gösterdiği hatasız oyunuydu. Bunda gerek Juju' nun, gerekse İlhan Parlak' ın sık sık savunmada yardıma gelmeleri de etkiliydi.

İkinci yarının başında beklendiği gibi Sivasspor' un baskısıyla başladı. Bu baskıların sonucunda kalemizde net bir pozisyon vermedik. Sivasspor Eneramo' nun Emenike' den hatrladığımız rakibini sırtına alıp götüren özelliğiyle kalemizde etkili olmaya çalışsada başarılı olamadı. Rıza Çalımbay' ın yaptığı Grosicki- Aatıf değişikliği de beklenen etkiyi yapamadı.

Son yarım saatlik dilimde öyle pozisyonlar kaçtı ki, belki sezon başından beri yakaladığımız pozisyonlara yakındı. Son dakikaları yüreğimiz ağzımıza gelerek izlesekte alınan 3 puan bütün stresi alıp götürdü. Maçın hakemi de bu maçın heyecanındanmıdır bilinmez enteresan kararlara imza attı.

Son haftalarda defansif açıdan takımın görüntüsü beni sevindiren konuların başında geliyor. Süper ligde 3. sezonunu geçiren Karabükspor' un en büyük sorunu yediği fazla gollerdi. Skibbe döneminde buna çözüm aransa da bu sefer hücum anlamında kısırlık ön plana çıkmıştı.

LuaLua şu an süper ligde adından en çok söz ettiren oyuncuların başında geliyor. Sezon başında ise Karabükspor' un yanlış transfer hamlelerinden birisi olarak kabul ediliyordu. Müthiş özgüveni, liderlik özelliği ve enerjisiyle takımı ateşleyen en büyük etken. LuaLua' nın takım içerisindeki önemini pozisyonlara bakarak değerlendirmek hata olur aslında. İlhan Parlak' ın kaçırdığı inanılmaz pozisyonlarının ardından yanına gidip O' nu teselli etmesi, hücuma çıkarken belki gol olacak bir pozisyonda sakatlanan rakibini görüp oyuna devam etmemesi LuaLua' nın bizden çok farklı bir dünyada olduğunu gösteriyor zaten. Takım içerisinde futbolcuların en sevdiği oyunculardan birisi olması da bunu doğrular nitelikte. Kısacası takım adına en büyük birleştirici unsur. Bu tanımlamaları yıllarca İngiltere Premier Liginde mücadele etmiş, birçok Avrupa deneyimi yaşamış bir futbolcu için yaptığımızı hatırlatalım..

Sakatlıktan dönen Luton Shelton her ne kadar eski gücünde olmasa da ilerisi için bize umut verdi. Attığı golde de kendisi adına moral oldu.

Takımın hücum anlamında şu an sıkıntı yaşadığı tek bölge santrafor pozisyonu. İlhan Parlak bütün iyi niyeti ve mücadelesine rağmen takım adına tek başına yeterli olabilecek durumda değil. Kenardan gelebilecek oyuncu eksikliğini de göz önünde bulundurursak devre arasında forvete mutlak takviye yapılması gerekiyor. Dediğimiz gibi İlhan Parlak bugüne kadar Karabükspor' a elinden gelenin en iyisini verdi. Bundan sonrada vermeye devam edecektir. Bu maçta bütün şanssızlıklar kendisini buldu. Önümüzdeki maçlarda da takımın en büyük güçlerinden birisi olacaktır.

Takım olgusunu oluşturduğumuz zaman bu takımın neler yapabileceğini hepimiz biliyoruz. Fakat eksiklikleri de göz ardı etmeyip, gerekli müdahalelerle birlikte ikinci yarıya hazırlanmamız gerekiyor. Malum; bu ligin çok şeylere gebe olduğunu biliyoruz..

Sırada Fenerbahçe deplasmanı var. Kötü başladığımız sezonun ilk yarısını mutlu bitirmek üzereyiz.  Bunun taçlandırmak istiyorsak bu maçtan da en azından beraberlikle ayrılmamız gerekiyor. Hatta daha fazlsı da bizim elimizde.Yeter ki yine takım olarak mücadele edelim ve inanalım.                       

13 Aralık 2012 Perşembe

STSL 16. Hafta Maçı ; Karabükspor - Sivasspor




Zorlu Gaziantep deplasmanından akıllı bir oyunun sonucunda gelen 3 puan ve takımın ihtiyacı olan özgüveni alarak dönmüştük. Hafta içindeki kupa mesaisinde ise Eskişehir karşısında moral bozucu farklı bir mağlubiyet geldi. Evet kupa ayağında her hangi bir beklenti içerisinde değildik. Teknik ekip de bunun bilincinde olarak sahaya çıkardığı kadroyu devre arasında gerçekleştirileceğini umduğumuz operasyona ışık tutması amacıyla oluşturmuştu. Maç sonu ortaya çıkan sonuç maalesef bizleri yine yanıltmadı ve kenardan takıma katkı sağlayabilecek oyuncu kalitesindeki eksikliği gözler önüne serdi. Bizde bu sonucun iyi taraflarından bakmaya çalıştık ve olası müdaheleye katkı sağlayacağını umuyoruz...

Kendi sahamızda ilk yarıdaki son maçımıza çıkıyoruz. Geçtiğimiz sezonlarda Karabükspor' un en önemi özelliği iç sahada gösterdiği performans ve rakiplerine kolay kolay teslim olmayan yapısıydı. Bu özelliğini bu sezon yeterince gösteremese de yine en zorlu deplasmanlardan birisi olarak görülüyor.

Bu haftaki rakibimiz ligde bulunduğu konum ile kadrosunun beklentilerini tam olarak karşılamadığını düşündüğümüz Sivasspor.Aslına bakacak olursak Sivasspor' un da Karabükspor' a benzer özelliklere sahip olduğunu ve aynı tarz sıkıntıları olduğunu görüyoruz. Sivasspor' da ellerindeki oyuncu profilleriyle kontra atağa dayalı bir oyun anlayışıyla sahada yer alıyorlar.
Son olarak Gaziantepspor karşısında izlediğimiz Sivasspor rakibinin 10 kişi kalmasına rağmen oyunu açmakta oldukça zorlandı ve ancak uzatma dakikalarında buldukları golle tur atmayı başardılar.

Kalelerinde oldukça geniş bir rotasyona sahip olduklarını söyleyebiliriz. Milan Borjan, Stefan Senecky, Korcan, Atilla ve Nihat gibi alternatiflere sahipler ama bu oyuncular hemen hemen aynı düzeyde isimler. Şu an görev alan isim ise Milan Borjan. Son haftalarda yediği hatalı gollerle eleştirilen Borjan, geçtiğimiz hafta oynanan Galatasaray karşısında yine benzeri goller yemiş ve takımının puan kayıplarında önemli rol oynamıştı.

Sağ bekte düzenli olarak forma giyen oyuncu Uğur Kavuk. Dışarıdan gözlemleyen birisi için Uğur' un performansı süper lig düzeyinde yeterli görülebilir fakat işin bir de içyüzü var. Karabükspor taraftarının Erdem Özgenç hakkındaki düşüncelerine benzer şekilde Sivas taraftarının da  Uğur' un performansından memnuniyet duymadıklarını belirtelim. Büyük ihtimal sakatığı sebebiyle Karabükspor' a karşı forma giyemeyecek Uğur' un yerine ise Erhan Güven' i ilk 11' de göreceğimizi düşünüyorum. Erhan hem sağ bek hem savunmanın göbeğinde görev alsa da her iki pozisyonunda tam olarak oyuncusu olduğunu söyleyemeyiz. Uğur' a nazaran daha ağır bir oyuncu. Yani Erhan Güven için hangi pozisyonda oynarsa oynasın bizim işimize geleceğini düşünüyorum.

Sol bek pozisyonunda ise Ziya Erdal görev alıyor. Ülke futbolunun ortak sorunlarından olan bu bölgede Sivasspor' un şanslı olduğunu söyleyebiliriz. Sivasspor' un simge isimelrinden birisi olmuş Hayrettin Yerlikaya' dan formayı devraldı ve başarıyla terletiyor. Tabii ki bir takım eksiklikleri olduğunu da belirtelim. Hücuma sık sık destek veren Ziya, savunma anlamında kademe hatalaryla dikkat çekiyor. Bunun sonucunda da takımın en çok kart gören isimlerinin başında yer alıyor. Hayrettin' i ise genellikle kupa maçlarında forma giyerken görüyoruz.

Sivasspor' un ideal savunma ikilisi Navratil ve Jan Rajnoch. Her iki oyuncuda geçtiğimiz yıldan itibaren düzenli olarak forma giyiyor. Bu oyuncuların ortak özelliği hava toplarındaki hakimiyetleri ve savunmada ağır oluşları. Duran toplarda da sık sık ileri çıkan bu oyuncuların attıkları gollerle takımlarına puan kazandırdıklarına şahit olduk.  Bunun örneklerine bu sezon oynadıkları Eskişehirspor karşılaşmasındaki Rajnoch' un golünü verebiliriz. Bu iki oyuncuyu yedekleyen isimlerse Murat Akça ve Erhan Güven. Jan Rajnoch' un sakat olduğu ve Karabükspor karşısında forma giyemeyeceğini hesaba katarsak bu oyuncunun yerine Murat Akça forma giyecektir. Geçtiğimiz sezon sıkça forma giyen Murat bu sezon ligde şu ana kadar sadece 1 maçta forma giydi.

Sezona önliberoda Kadir- Doğa ikilisi ile başladılar ve 10. haftaya kadar bu ikili görev almıştı. Doğa' nnın taraftarlarla yaşadığı sorunun ardından şehri terketmesiyle birlikte Bursaspor' dan transfer edilen Adem Koçak görev almaya başladı. Zaman zaman bu oyunculara Mehmet Nas' ın eşlik ettiğini görüyoruz. Kadir Bekmezci' de Sivasspor taraftarının haz duymadığı isimlerin başında gelsede Hacettepe döneminden bu yana gösterdiği çıkış göz ardı edilmemeli. Orta sahadaki mücadeleci futbolunu zaman zaman rakip kalede gol aramasıyla da hatırlıyoruz. Ceza sahası çevresinden sert şutları olan bir oyuncu. Sivasspor' un bu bölgede kreatif anlamda eksiklik yaşadığı ise inkar edilemez.

Sivasspor' un en etkili bölgesi tahmin edildiği gibi hücum bölgesi. Kamil Grosicki, Erman Kılıç ve Aaatıf Cheahechouhe' den kurulu 3 lü oldukça hareketli, dikine oynayabilen, birebirde etkili ve uzaktan kaleyi yoklayan isimler. Sivasspor' un aldığı sonuçlarda bu 3 oyuncunun etkisi çok büyük. Bu oyunculara eşlik eden bir diğer oyuncu Milan Cerny şanssız sakatlığı sonucu uzun süre sahalardan uzak kalacak.

Sezona Grosicki' den yoksun başladılar desek yeridir. Kişisel sorunları sebebiyle Rıza Çalımbay' ın şans vermediği oyuncu yeni yeni kendisini bulmaya başladı. Aatıf ise Grosicki' nin yokluğunda sezona iyi bir başlangıç yapmıştı fakat O' da yaşadığı sakatlık sebebiyle form tuttuğu sıralarda formasından uzak kalmıştı.

Forvette ligin en etkili isimlerinden birisi olan Michael Eneramo yer alıyor. Güçlü fiziği ile savunma oyuncularının en çekindiği isimlerden birisi olan Eneramo ligde attığı 5 golle de takımının skor yükünü çekiyor. İBB maçında yaşadığı sakatlık sebebiyle son haftalarda forma giyemeyen oyuncu sakatlığını atlattı ve Karabükspor' a karşı forma giymesi bekleniyor.,

Forvette görev alan bir diğer isimse Bolivya' lı oyuncu Ricardo Pedriel. Pedriel' i şahsi olarak beğendiğimi söyleyemem fakat mücadeleci oyunu ile Rıza Çalımbay' ın tuttuğuı isimlerden birisi. Zira hocasının zaman zaman sağ kanatta da şans verdiğini görüyoruz. Bucaspor' dan hatırladığımız Abdülkadir Özgen ise forvetteki diğer alternatif.

Sivasspor' un takım olarak yaşadığı en büyük problemlerden biriside alternatif oyuncu eksikliği. Roman Bednar, Jacques Faty ve Doğa Kaya gibi oyuncuların sözleşmesinin feshedilmesinin ardından bu eksikliği çok daha fazla hissetmeye başladılar. Cezalı ve sakat oyuncuların yokluğunda kadro kurmakta oldukça zorlanıyorlar.

Karabükspor' da ise bir türlü eksik olmayan sakatlıklar can sıkıyor. Son haftalarda gösterdiği performansla adından söz ettiren  Ahmet İlhan' ın Gaziantepspor maçının son dakikalarında sakatlanıp ilk yarıyı kapatmasının ardından, Eskişehirspor maçında sakatlanan Erdem Özgenç' in de Sivasspor karşısında forma giyemeyeceği açıklandı. Zaten sıkıntılı olan bu bölgede yaşanan sakatlıklar kullanılacak oyuncu konusunda soru işaretlerine sebep oluyor. Sakatlıklar konusunda gelen tek sevindirici haber ise Luton Shelton' ın takıma yeniden dahil oluşu oldu.

Puan durumuna baktığımız zaman, geçtiğimiz yıllardaki kopmaların henüz yaşanmaması ve takımlar arasındaki puan farkının bu kadar yakın seyretmesi kesin bir kanıya varmamıza mani oluyor. Bu durumda her maçın önemi çok daha fazla artıyor ve özellikle iç sahada alınacak sonuçlar çok daha fazla önem arz ediyor.

Bütün bunları göz önüne aldığımız zaman Sivasspor karşılaşması galibiyet alınması gereken karşılaşmalardan birisi durumunda. Mersin ve Elazığspor maçında verilen puanlarla rakiplerimizi nasıl canlandırdığıımızı görmüştük. Sahadaki oyuncuların bu durumuda göz önünde bulundurup, yenemiyorsan yenilme prensibine başvurmaları gerekebilir.



12 Aralık 2012 Çarşamba

Buraya Kadar


Hafta başından beri Karabükspor' un hem teknik ekip, hem yönetim kanadinda kupa hakkında iddialı açıklamalar yapmadığını , gidebildiğimiz yere kadar gitmek istiyoruz tarzı ucu açık ifadeler kullandıklarını gördük. Bizimde bu ifadeler ışığında fazla bir beklentimiz yoktu.

Aslinda sahaya çikan kadro tahminimizden daha fazla as oyuncu barındırıyordu.. Rakibin süper lig ekiplerinden biri olması da bu kadro seçiminde etkili olmuştu. Henüz 3. dakikada gelen gol, mental olarakta bu maça hazırlanmamış bir takım için doğal olarak çok çabuk bir şekilde kırılganlık gösterdi. Ardından gelen peşi sıra goller de beklediğimiz gibi oldu.

Gaziantep BB. maçınnın ardından yaptığımız değerlendirmede kenara baktığımız zaman güven duyulacak isimlere sahip olmadığımızı belirtmiştik. Bugün de bu düşüncemizde ne kadar haklı olduğumuzu görmüş olduk.
Sahaya çıkan kadro hakkında eleştiri yapılabilir fakat bunu uzun uzadiya tartışmak yarar getirmez. Zira önceki turlarda da aynı isimler görev almış bizi şaşırtacak performans sergilememişlerdi. Bu isimleri teker teker bahsetmenin gereği yok. Bizim televizyon karşısında izleyip tespit ettiklerimizi eminim Mesut Bakkal' da kenardan çok daha yakından tespit etmiştir.

Böyle bir mağlubiyet tabii ki moral bozan, hiç kimsenin beklemediği bir sonuç oluyor. Ama bu sonuçtan bile kendi adımıza dersler çıkarabiliyorsak ne mutlu bize. Devre arasına 2 maç kaldı.  Bu maçlardan alabildiğimiz kadar puan alıp, devre arasında gerekli olan operasyonun da yapılacağına inanıyorum.

Bu takımın neler yapabileceğine hepimiz şahit olduk. Toparlanıp yine iyi neticeler alacağına  inanıyorum. Ama bu kadar derin gel gitler yaşamasıda sorgulanması gerekiyor.
Hafta sonun çok kritik bir Sivasspor maçı bizleri bekliyor. Bu maçın Sivas maçına yansıması olmayacağını düşünüyor ve inanıyorum...

8 Aralık 2012 Cumartesi

Gaziantepspor : 0 Karabükspor : 2



Futbolu herkesten iyi bildiğimiz iddia eden insanlar değiliz. İşin teknik taktik yönünde de üst düzey bilgi sahibi olduğumuz söylenemez doğrusu. Olsa olsa sevdiğimiz oyun futbolun keyfine varmak isteyen, sevdiğimiz renklere gönül verenler olarak takımımızın olması gerektiği gibi oynamasını isteyenlerden sayılırız.

Teknik direktör Mesut Bakkal' ı geldiği gibi takıma ivme kazandırması, oyuncular arasında birliktelik oluşturması ve aldığı galibiyetlerden ötürü fazlasıyla takdir etmiştik. Yine aynı şekilde üstüste gelen iki beklenmedik mağlubiyetten dolayı da eleştirmesini bildik. Önemli olan nerede hata yaptığını kabul edip, hatalarından dönmesini bilmekti ve O' da bunu yaptı.

Haftalardır takım adına el freni olarak nitelediğimiz Mehmet Yıldız' ı kenara almış, yerine ise oynaması gereken yer ileri uç olan İlhan Parlak' ı yerleştirmişti. İlhan' ın boşalttığı sağ açık bölgesine de her ne kadar performansı hakkında soru işaretleri barındırsa da Juju tercihi yapılarak, belkide eleştirdiğimiz cesaretsiz futbola tepki koyuyordu.

Gaziantepspor teknik direktörü Hikmet Karaman' ın cezalı oyuncuları sebebiyle elindeki kadro oldukça daralmıştı. Bizim aklımızda iki seçenek vardı. Ya Serdar ve Sosa gibi oyuncularının eksikliğini Turgut Doğan Şahin gibi ofansif bir oyuncuyla giderecek, ya da orta sahayı kalabalık tutup, Karabükspor' un hızlı hücum silahı Ahmet İlhan' ı kilitleyip oyunu rakip yarı alana yıkmayı deneyecekti.
Birinci seçeneği tercih edip oyuna Taşkın ile başlamıştı fakat hesaba katmadığı Karabükspor' un oyuna diğer kanada ağırlık vererek başlamasıydı. Juju kendisinden beklenmedik derecede iyi başlamış, o pozisyonların sonucunda da duran toptan Deumi' nin golü gelmişti. Kontra atak sonucu LuaLua ile gelen ikinci golün ardından oyuncu değişikliğine başvursa da iş işten çoktan geçmiş oluyordu.

Ayağa paslarla rakibin direnci o kadar kırılmıştı ki bırakın galibiyeti, beraberliği sağlayabileceklerine olan inançları dahi kalmamıştı. Maçın ilerleyen bölümlerinde gücümüzü daha akıllı kullansak ve final paslarında daha iyi tercihler yapabilseydik çok daha farklı bir sonuç ortaya çıkabilirdi.
Gaziantep Belediyesi' nin organize ettiği kupa töreni moraliyle başlayan hafta , ligde de gelen 3 puanla birlikte müthiş bir sevince dönüştü..

Ayağımıza kadar gelen fırsatları değerlendirememiştik. Avantaj yine bize geçmiş durumda... Salı günü Eskişehir' e kupa maçına fazla bir beklenti içerisinde olmadan gideceğiz. Olası bir tur yine bizi fazlasıyla morallendirecektir tabii ki. Necmettin Şeyhoğlu' ndaki Sivas maçı ise artık nerede bulunmamız gerektiğine karar vereceğimiz bir karşılaşma olacak...

Gaziantepspor: 0 - Kardemir Karabükspor: 2
Stat: Kamil Ocak
Hakemler: Volkan Bayarslan, Mustafa İspiroğlu, Mehmet Kısal
Gaziantepspor: Mahmut, Medunjanin, Bekir (Dk. 22 Şenol), İbricic, Serdar Kurtuluş, Cenk, Binya, Ekrem, İvan, Orhan (Dk.73 Yasin), Taşkın (Dk.59 Turgut)
Kardemir Karabükspor: Bora, Erdem, Yiğit, Birol, Ahmet (Dk. 89 İshak), Deumi, Seric, İlhan, Mabiala, LuaLua (Dk. 77 Cernat), Hamroun (Dk. 64 Hakan)
Goller: Dk. 4 Deumi, Dk. 16 LuaLua (Kardemir Karabükspor)
Sarı kartlar: Dk. 23 İbricic, Dk. 26 Şenol (Gaziantepspor), Dk. 31 Yiğit (Kardemir Karabükspor)

6 Aralık 2012 Perşembe

STSL 15. Hafta Maçı : Gaziantepspor - Karabükspor





Her yönüyle kötü bir haftayı geride bıraktık. Bir önceki haftanın etkilerini üzerimizden henüz atamamışken, Elazığspor karşısındaki düzensiz futbol ve bunun sonucunda gelen mağlubiyet bizi tekrar karamsarlığa itti. Geride kalan 2 haftada elimizden kaçan 6 puanın yanısıra, belki de ondan daha fazla rahatsızlık veren rakiplerimizi oyuna yeniden dahil etmemizdi... Altın tepside sunulan bu fırsatı elimizin tersiyle geri çevirdik desek fazla abartmış olmayız. Mesut Bakkal' ın göreve gelmesiyle birlikte alınan İBB ve Galatasaray galibiyetleriyle ' işte biz buyuz ' şeklindeki haykırışların yerini  'biz aslında o kadarda iyi değilmiyiz? ' sorularına bıraktı..Fakat karşılaşılan rakiplerle kıyaslanıldığında, eldeki kadronun hiçte aşağı kalır yanı olmadığı ortadaydı.

Karşında yendiğin takdirde moral olarak tamamen çökecek, seninde 9 puan gibi oldukça yüksek bir fark oluşturacağın bir rakibin varken, üstelik kendi sahanda oynadığın bir maçta ne yaptığını bilmeyen, iki ileri bir geri paslarla, ne de olsa gücümüzü gösterdik havasında, eveleyip geveleyen bir takımla karşılaşmıştık.
Mesut Bakkal maç sonu yaptığı açıklamada mağlubiyeti hakeden bir oyun sergilediklerini belirtti. Bir bakıma olumlu bir yaklaşım olarak kabul edilebilir bir açıklamaydı fakat bir önceki hafta oynanan Mersin karşısında da ortaya konulan mücadelenin iyi olduğunu belirtmek kendini kandırmaktan öteye gitmedi ve maalesef bunun bedeli yaklaşık 1 yıldır Beşiktaş hariç kendi sahasında mağlubiyet almayan takımın yenilgisiyle ödendi.

Her kötü sonuçta olduğu gibi kızdık, sinirlendik ve çok üzüldük. Ama profesyonel takımlarda olması gerektiği gibi yine ayağa kalkıp yola devam etmek gerekiyor. Her takımda olabilecek kötü bir gün olarak kabul edip, hataları görüp, kimi inatlardan da vazgeçerek yola devam etmeliyiz. Neyse ki hafta arası Türkiye Kupasında gelen tur takıma biraz olsun moral sağladı...

Bu haftaki rakibimiz ise Gaziantepspor. Aslında Gaziantepspor' dan bahsederken sadece futbol odaklı konuşmak gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır. Her ne kadar sahadaki sonuçlar ve performansı bizi ilgilendirse de, oyuncuları bire bir bağladığından saha dışı etkenlere değinmeden edemeyiz.

Sezon başında kulüp binasına yapılan baskın sonucu başkanı ve yöneticileri usülsüzlük yaptıkları gerekçesiyle tutuklanan Gaziantepspor, bir süre boyunca bu sorunlara uğraşmak zorunda kalmıştı. Öyle ki tam da transfer döneminde gelişen olaylar, en başta teknik direktör Hikmet Karaman' ın elini oldukça zayıflatmış, takımdan bir çok oyuncunun ayrılmasına çare bulunamamıştı. Geçtiğimiz sezon kadroda bulunan Dany, Emre Güngör, Ivan, Elyasa ve Popov  gibi bir çok önemli oyuncusunu kaybeden takım, yerlerine koyacağı isimlerde oldukça zorlandı.
Geçtiğimiz hafta oynanan Galatasaray maçı öncesi futbolcuların uzun süredir paralarını alamadıkları gerekeçsiyle idmana çıkmaması ülke gündemine gelmişti. Maç sonu teknik direktör Hikmet Karaman' ın yaptığı açıklamalar ise durumun nerelere geldiğini özetler nitelikteydi...

Saha içine baktığımızda ligde aldıkları 4 galibiyetin tamamını iç sahada aldıklrnı , Beşiktaş ve Trabzonspor gibi rakiplerini eli boş gönderdilerini görüyoruz. İç sahada beraberlikleri yok ve 3 mağlubiyetleri bulunuyor. Bu mağlubiyetlerden birini Şanlıurfa' da oynadıkları Gençlerbirliği maçında almışlardı. Bu maçtaki olaylar sebebiyle seyircisiz oynama cezası alan takım, Karabükspor maçıyla birlikte taraftarına kavuşmuş olacak.

Takımdaki oyuncuları değerlendirecek olursak ; Kalelerinde Süper Lig için gayet iyi diyebileceğimiz Litvanyalı file bekçisi Zydrunas Karcemarskas yer alıyor.. Geçtiğimiz sezonlarda Gaziantepspor denince akla gelen ilk isimlerden birisi olan Karce, sezon başından beri yaşadığı sakatlık sorunları sebebiyle düzenli forma şansı bulamadı. Karcemarskas' ın yokluğunda uzun yıllardır Gaziantepspor benchinde gördüğümüz Mahmut görev alıyor. Mahmut zaman zaman basit goller yese de Karcemarskas' ın yokluğunu iyi idare etti.

Sağ bek pozisyonunda Serdar Kurtuluş forma giyerken, bu oyuncunun sezon başında Trabzonspor' a transferi son anda gerçekleşmemişti. Büyük takımlar için yeterli kalitede göremediğim ( şahsi düşüncem )Serdar hakkında Anadolu takımları için iyi bir oyuncu olduğu söylenebilir. Ağır görüntüsü dezavantajı olarak görülüyor. Karşısında oynayacak Ahmet İlhan' ın maç içerisinde Serdar' ı oldukça zorlayacağını düşünüyorum.

Yukarıda saydığımız isimleri göz önünde bulundurduğumuzda transfer döneminde takımdan ayrılan çoğu oyuncunun defans bölgesinden olduğu görülüyor. Geçtigimiz sezon devre arasında transfer edilen Gilles Binya asıl mevkiisi ön libero olan bir oyuncu olmasına rağmen Hikmet Karaman' ın savunmanın göbeğinde görev verdiği bir isim oldu. Savunma oyuncusu için kısa boylu olan Binya, bu dezavantajını çabukluğuyla telafi etmeye çalışıyor. Ayrıca asıl pozisyonunun orta saha olmasınan sebep ayağına hakim ve defanstan topu oyuna sokmada fazlasıyla başarılı bir oyuncu.Yanındaki isim ise Karadağlı stoper Kecojeviç. Fizikli bir oyuncu olan Kecojeviç için akmaz kokmaz bir savunma oyuncusu diyebiliriz. Gaziantepspor gibi savunma anlamında oyuncu eksikliği yaşayan bir takımda düzenli forma giyen isimlerden birisi durumunda. Kenardan gelebilecek defans oyuncuları ise asıl mevkii sol bek olan Şenol ve bu sezon yeteri kadar şans bulamayan Kemal Tokak.  Kemal Tokak Samsunspor' da çıkış gösteren oyunculardan birisiydi yalnız bu kıtlıkta forma giyemiyor oluşu elbette eksiklikleri olduğunu ortaya koyuyor..

Yıllardır Gaziantepspor' da düzenli olarak forma giyen Ivan De Souza' nın transferin son günlerinde Mersin İdman Yurdu' na transferi benim için sürpriz olmuştu. Bu oyuncunun yerine eski futbolcuları olan Ekrem Dağ transferi gerçekleşti.. Kapasitesi tartışılsa da mücadeleci futboluyla tanıdığımız Ekrem' i sahanın farklı bölgelerinde de izliyoruz. Sol bekte görev alan bir diğer oyuncu da Şenol. Gerek sol bek gerekse stoperde oynayan Şenol' da ligin tecrübeli oyuncuları arasında yer alıyor.

Orhan Gülle, Yasin Pehlivan, Bekir Ozan Has ve Haris Medunjanin gibi oyuncularla orta sahada oldukça geniş bir  rotasyona sahipler. Bu oyuncuların arasında Haris Medunjanin' in rolü kritik. Savunma ile hücum arasındaki bağlantı görevini üstlenen Boşnak oyuncu, Hollanda genç milli takımlarında da görev aldı. Sezon başında Maccabi takımından kiralanan Medunjanin, Gaziantepspor' un son haftalardaki yükselen performansında etkisi büyük ve takımda kilit oyuncu rolünde. Orhan Gülle ve Yasin Pehlivan ile 3lü bir sistemle orta saha dizilişini oluşturuyorlar. Son haftalarda Hikmet Karaman' ın sıksık forma verdiği isimlerden biriside Taşkın Çalış oldu. 19 yaşındaki guretçi oyuncunun önümüzdeki yıllar ismini daha çok andıracağını tahmin ediyorum.

İleri üçlüye baktığımızda ise İbricic' in önderliğinde, Cenk Tosun ve Serdar Özbayraktar ile desteklenen hücum hattında, bu oyuncuların zaman zaman yer değiştirdiğini görüyoruz. Sezona iyi başlayan İbriçiç Trabzonspor maçında gördüğü kırmızı kartın ardından aldığı ceza sebebiyle bir süre sahalardan uzak kalmıştı. Sonraki haftalarda ise beklenenden uzak bir performans sergiledi.  Cenk Tosun ise sezon başından beri geçtiğimiz sezonlardaki formunu henüz yakalayamamış olsa da ceza sahası içerisinde çok tehlikeli bir forvet. Son haftalarda yavaş yavaş ısındığını görüyoruz. Kupa maçında da Bozüyük karşısında sonradan oyuna girerek golünü attı ve takımının tur atlamasına yardımcı  oldu. Forvetteki bir diğer önemli koz Muhammet Demir ise şanssız bir sakatlık geçirdi ve uzun süre sahalardan uzak kalacağı açıklandı. Hücumdaki diğer alternatifler ise kenaran elebilecek Turgut Doğan Şahin ve İsmael Sosa.

Serdar Özbayraktar ve İsmael Sosa' nın Galatasaray karşısında gördükleri kartlar sebebiyle cezalı duruma düştüklerini harıtlatalım. Özellikle Serdar Özbayraktar yetenekleri kısıtlı olsa da bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle kendisine ilk 11de yer bulmuştu. Bu sebeple hücum anlamında ellerindeki seçenekler zayıflamış görünüyor..

Karabükspor cephesine baktığımız zaman sezon başından beri kadro istikrarında sıkıntı yaşadığımızı her zaman dile getirdik. Son haftalarda bu istikrarı yakaladığımızı söyleyebiliriz. Buradan sonra oyuncuların mental durumu ve yeterlilikleri alınan sonuçlarda etkili oluyor. Üstüste gelen 2 galibiyetin ardından görece daha kolay geçmesi beklenen maçlardan alınan mağlubiyetler bu düşüncelerimizi doğrular nitelikte.
Yazının başında belirttiğimiz Mesut Bakkal' ın kimi tercihlerindeki ısrarları özellikle hücumda el freni vazifesi görmesine sebep oluyor.
Tahmin edildiği gibi bahsetmeye çalıştığımız oyuncu Mehmet Yıldız. Geçtiğimiz sezon devre arasında takıma dahil olduktan sonra takımın kümede kalmasında en büyük emeği geçenlerden birisi olmuştu. Sezon başında Skibbe' nin de ısrarla forma verdiği Mehmet Yıldız beklentileri karşılayamamış yedek kulübesine çekilmişti. Mesut Bakkal' ın da gelir gelmez formayı teslim ettiği oyuncu maalesef bizleri yine yanıltmadı ve takımın hücumdaki sıkıntısının mimarlarından birisi oldu. Bu oyuncunun yerine sezon başından beri sağ kanattaki verimliliğini tartıştığımız İlhan Parlak' ın ileri uçta daha faydalı olacağı aşikar. Zaten bu sezon attığı gollerin çoğunu ileri uçta oynadığı anlarda kaydetti.

Takımda bir de LuaLua - Cernat konusu var ki bu da olayın farklı bir boyutu. Geldiği günden beri takımın yıldız ismi olan, taraftar tarafından çok sevilen Florin Cernat, bu sezon beklediğimiz oyunu maalesef sergileyememişti. Hem fiziki durumu, hem de ailevi problemleri nedeniyle sahaya tam olarak adapte olamayan oyuncu beklenen katkıyı bir türlü sergileyemedi. LuaLua ise takımda kaleye direkt gidebilen, adam eksitme özelliğinin yanısıra son haftalarda gösterdiği performansla formayı Cernat' tan kapmıştı. Galatasaray karşısında gösterdiği performanslada adından söz ettirmiş, herkes tarafından çok daha fazla şey beklenen oyuncuu konumuna gelmişti. Fakat son 2 haftadaki performansı tamamen hayal kırıklığı oldu ve taraftarlar arasında bu iki oyuncunun tartışması yaşanıyor.
Aslında gözden kaçan konu bu iki oyuncunun yeterliliğinden ziyade arkalarında oynayan Kağan veya Birol' dan gerekli desteği alamamaları. Kapasite olarak belirli seviyede olan iki oyuncuda gerektiğinden fazla defansa gömülü oynadıkları için hücumda takım pasif bir görüntü sergiliyor. Bunun sonucunda da yük tamamen  Cernat veya LuaLua ikilisinin sırtına binmiş oluyor.

Gaziantepspor maçının Karabükspor için tamamiyle fırsat niteliğini  taşıdığını söyleyebiliriz.. Bu maçtan mağlup ayrılmaları onlara çok fazla şey kaybettirmeyebilir yalnız alacakları galibiyet takımın güveninin tekrar yerine gelmesini sağlayacak.
 Bu maçta alınacak bir galibiyetle istikrarsızlık yolunda emin adımlarla ilerlemek istiyoruz. Böyle bir istikrarsızlık olacaksa biz buna dünden razıyız....

5 Aralık 2012 Çarşamba

Moral Olsun



Klasik kupa maçları kadrolarından birisiyle daha sahadaydık.
Mesut Bakkal geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada kupa maçının ardından takımdan ayrılacak isimleri belirleyeceklerini açıklamıştı.Bu maçta oynayan oyunculara baktığımızda bunun bilincinde değilmişcesine bir performans sergilediler. Özellikle uzun süredir forma şansı bulamayan Bilal Kısa gibi, sonradan oyuna giren Selim Teber gibi isimler ellerine geçen bu fırsatı değerlendiremediler.

Maç boyunca savunmadaki açıklar da kenarda güven duyulacak isimlere sahip olmadığımızı gözler önüne serdi. Jahic ve Muhammet ikilisinden oluşan defans hattı , bu oyuncular arasına atılan her topta tehlike yaşadı.

Orta alana baktığımızda Mesut Bakkal, Kağan, Birol ve Bilal' den oluşan 3' lü bir sisteme denedi.. Umarım bu sistemi sadece denemekle kalmıştır. Bilal' in maç boyunca yaptığı tek olumlu hareket İlhan Parlak' a yaptığı asist oldu. Kağan Söylemezgiller ve Birol ise maç boyunca bal yapmayan arı misali debelenip durdu. Kağan kötü futbolunu maçın bitmesine 2 dakika kala gördüğü kımızı kartla süsledi.

Forvet hattında Aybars' a biraz daha sabredilmesini bekledim. 45 dakika sahada kalmasına rağmen fizik olarak iyi bir görüntü çizdi.. Gerçi Mehmet Yıldız' ın ardından bu performans bizde İbrahimoviç etkisi yaratmış olabilir.

Florin Cernat maça iyi başlasa da ilerleyen dakikalarda doğal olarak oyundan düştü. İki topunun direkten dönmesi ise şanssızlıktı.
Bir çift söz de Juju' ya etmek isterim... Topu o kadar çok seviyor ki oyundan çıkarken alıp götürecek sandım. Teknik bir oyuncu olduğunu kabul edebiliriz fakat bu kadar bencil oynaması kendisine zarar veriyor. Geldiği günden beri yeterli şansı bulduğunu düşünüyorum fakat ne kadar daha kredisi kaldı emin değilim. Mesut Bakkal kupa maçında genç oyunculara şans vereceğini açıklamıştı ama herkesin büyük umut bağladığı Bertul Kocabaş' a geldiği günden bu yana şans vermemesi de aklımızın bir köşesinde duruyor..
Umarım Mesut Bakkal' da kenarda bizim gördüklerimizi görebilmiştir ve devre arası gerekli müdahaleyi yapar...

Uzatmalarda da olsa tur atladık. Açıkçası kupa zaferi gelen turdan ziyade moral açısından daha önemliydi. 120 dakikalık mücadele ise televizyonları başındakilerle, tribünde bulunan Gaziantepspor teknik direktörü Hikmet Karaman' ı sevindirmiştir.....

1 Aralık 2012 Cumartesi

Karabükspor : 0 Elazığspor : 1



Maç öncesi kafamızda sorular ve bazı tereddütler vardı. Bu tereddütlerin sebebi ise teknik direktör Mesut Bakkal' ın geldiği günden itibaren benimsettiği oyunu kendi yarı alanında kabul eden, topu rakibe bırakan ve kontralara dayalı oyun sisteminin ilk kez mutlak kazılması gereken bir maçta nasıl sahaya yansıtılacağıydı. Kaldı ki geride bırakılan 3 haftada Karabükspor' un pas ortalaması 200 civarında iken, rakiplerin ortalaması 400 ila 600 arasındaydı.

Rakip ise her ne kadar ligin dibinde yer alsa da Yılmaz Vural' ın göreve gelmesiyle birlikte, özellikle deplasman maçlarında ortaya koyduğu mücadele ve aldığı sonuçlarla dikkat çeken Elazığspor' du. Maç öncesi kadrolar açıklandığında ilk 11' de kayda değer tek değişiklik Birol' un yerine oynayan Kağan Söylemezgiller' di. Elazığ cephesinde ise sakat Amr Zaki ve Herve Tum' un yokluğunda kadroda kendisine yer bulan Sinan Kaloğlu görev alıyordu.
Maçın başlamasıyla birlikte hepimizin beklentisi dolu tribünlerinin desteğini arkasına alan Karabükspor' un ilk dakikalarda rakibini baskı altına almasıydı. Fakat ilk 15 dakikalık zaman diliminde takım karşı kaleye gitmekte oldukça zorlandı. 15. dakikadan sonra LuaLua' nın cepheden geliştirdiği ataklarla etkili olmaya çalışılırken en uçta görev alan Mehmet Yıldız bizi yine yanıltmıyor, yapması gereken işi yapamıyordu.

İlk yarıdan akıllarda Mehmet Yıldız' ın topu dürtüklediği anla, İlhan Parlak' ın zamanlama hatası sebebiyle kaçırdığı pozisyon kalıyordu. İkinci yarıda Mesut Bakkal, LuaLua - Cernat değişikliği ile hücuma değişik bir boyut katma çabası içerisine girmesine giriyordu ama ilerde topun canını çıkaran Mehmet Yıldız olunca ne etsen kar etmiyordu. Saman alevi gibi parlayan ataklar nihayetinde son buluyordu. 65. dakikada Mehmet Yıldız' ı kenara almayı aklına getirebilen Mesut Bakkal, o dakikaya kadar sıkıntıyı nerelerde aradı merak etmemek elde değil.

Rakip kalede gol bulacağız derken Sinan Kaloğlu gibi bir kontra (!) silahı, tek hamlede ekarte ettiği Mabiala' dan sıyrılıp uzak köşeye topu bırakırken, bu akşamki maceraya da noktayı koymuş oluyordu. İlhan Parlak' la kaçan pozisyonları şanssızlık olarak nitelemekse bize düşüyordu.... Bir çift sözde Mesut Bakkal' a edelim.. Maçlar sahadan önce soyunma odasında kazanılır. Elazığspor' un bugün çıkan kadrosuna şöyle bir göz atarsak en iyi ihtimalle PTT 1. Liginde Play Off' u zorlar kanaatine varırız.
Sen rakibini gözünde bu kadar büyütürsen, oyuncularında kendi seviyesini aşağıya çeker.... Geçtiğimiz hafta Mersin' e, bu hafta ise Elazığspor' a cansuyu verdik. Bu puanları ileride umarım aramayız. Fakat gerekli dersleri almazsak ligin sonunu bir elimizde hesap makinası, bir diğer elimizde fikstürle bitiririz...